#smrgKİTABEVİ 12 Eylül Cezaevlerinde Yaratıcılık ve Direniş - 2023

Editör:
Kapak Tasarım:
Gökçe Alper
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6254154164
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Stok Kodu:
1199209389
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
130,00
Havale/EFT ile: 126,10
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199209389
595876
12 Eylül Cezaevlerinde Yaratıcılık ve Direniş -        2023
12 Eylül Cezaevlerinde Yaratıcılık ve Direniş - 2023 #smrgKİTABEVİ
130.00
"Bilinir ki, bir oyunun dramatik yapısı esinlenilen bir heyecanla ortaya çıkar. Bir olay, bir bakış, bir tutum, bir davranış, bir söz, bir duygu, bir düşünce, bir görüntü, bir tinsel durum esin kaynağı olabilir. Devrimci tutsaklar ise, yaşadıkları ya da tanık oldukları dönem ve koşullar düşünüldüğünde bir değil, binlerce esin kaynağına sahiptirler. Dört bir yanları dramatik durum ve gelişmelerle sarılı olan tutsaklar açısından, "esin beklemek" sözcüğü sadece espri malzemesi olarak kullanılabilir. "Ne bekliyorsun?", "Esin!", "Ben de otobüs bekliyorsun sandım!" Bu kadar... Onlar sadece hangi esin kaynağını oyunlaştıracaklarını tartışmıştır."

Devrimci mücadele tarihinde ve alanında özgün ve özge bir çalışma olan bu eser, cezaevi tutsaklarının yokluktan varlık ve mucize çıkartan yaratıcı ürünlerine ve direniş yöntemlerine odaklanıyor.

12 Eylül döneminde cezaevlerinde üretilen eserler, kendine özgü yaratıcı bilincin, zekânın ve kişiliğin yansıması olmasının yanında, “direnmenin estetiği” diyebileceğimiz farklı ve değişik sanatsal etkinlikler kapsamında da pekâlâ düşünülebilen bir kendini var etme ve var oluş mücadelesinin ilgi çekici örneklerini sunuyor.

Farklı iletişim yöntemleri olarak, “havaya yazı yazmak”, “tık tık” haberleşme ağı ve daha birçok kendine özgü teknikler, yoksunluktan bir var oluş ve kendini var kılma biçimi olarak da tarihe, direniş tarihine kaydediliyor.

Cezaevlerindeki kültürel etkinlikler de aydın insanlar olan devrimci tutsakların “kendini gerçekleştirme” yöntemleri olarak dikkati çekiyor.

Örneğin, tutsaklara özgü tükenmez kalem üretimi, kitap çoğaltma yöntemleri, gazete kâğıtlarından masa-sandalye üretimi, yemek yapma ve tatlı yapma stilleri vb. var oluş ve direniş yöntemlerine, diyalektik yaratıcı bilincin harika eserleri gözüyle bakılabilir.

Cibaroğlu'nun bu çalışması, kolektif bir destan yazan mücadeleci devrimci tutsakların her koşulda mucize yaratan özgün ve özgür bilinçlerinin seçkin yaratıcı yapıtlarına odaklanıyor.

Ayrıca bu çalışma;
“Sanat baskıdan doğar.”
“Edebiyat, kritik zamanların verimidir.”
“Kültürel etkinlikler, kriz dönemlerinin birer yansımasıdır.”
Sözlerinin ispatı olan, öğretici somut bir örneklem.

"Bilinir ki, bir oyunun dramatik yapısı esinlenilen bir heyecanla ortaya çıkar. Bir olay, bir bakış, bir tutum, bir davranış, bir söz, bir duygu, bir düşünce, bir görüntü, bir tinsel durum esin kaynağı olabilir. Devrimci tutsaklar ise, yaşadıkları ya da tanık oldukları dönem ve koşullar düşünüldüğünde bir değil, binlerce esin kaynağına sahiptirler. Dört bir yanları dramatik durum ve gelişmelerle sarılı olan tutsaklar açısından, "esin beklemek" sözcüğü sadece espri malzemesi olarak kullanılabilir. "Ne bekliyorsun?", "Esin!", "Ben de otobüs bekliyorsun sandım!" Bu kadar... Onlar sadece hangi esin kaynağını oyunlaştıracaklarını tartışmıştır."

Devrimci mücadele tarihinde ve alanında özgün ve özge bir çalışma olan bu eser, cezaevi tutsaklarının yokluktan varlık ve mucize çıkartan yaratıcı ürünlerine ve direniş yöntemlerine odaklanıyor.

12 Eylül döneminde cezaevlerinde üretilen eserler, kendine özgü yaratıcı bilincin, zekânın ve kişiliğin yansıması olmasının yanında, “direnmenin estetiği” diyebileceğimiz farklı ve değişik sanatsal etkinlikler kapsamında da pekâlâ düşünülebilen bir kendini var etme ve var oluş mücadelesinin ilgi çekici örneklerini sunuyor.

Farklı iletişim yöntemleri olarak, “havaya yazı yazmak”, “tık tık” haberleşme ağı ve daha birçok kendine özgü teknikler, yoksunluktan bir var oluş ve kendini var kılma biçimi olarak da tarihe, direniş tarihine kaydediliyor.

Cezaevlerindeki kültürel etkinlikler de aydın insanlar olan devrimci tutsakların “kendini gerçekleştirme” yöntemleri olarak dikkati çekiyor.

Örneğin, tutsaklara özgü tükenmez kalem üretimi, kitap çoğaltma yöntemleri, gazete kâğıtlarından masa-sandalye üretimi, yemek yapma ve tatlı yapma stilleri vb. var oluş ve direniş yöntemlerine, diyalektik yaratıcı bilincin harika eserleri gözüyle bakılabilir.

Cibaroğlu'nun bu çalışması, kolektif bir destan yazan mücadeleci devrimci tutsakların her koşulda mucize yaratan özgün ve özgür bilinçlerinin seçkin yaratıcı yapıtlarına odaklanıyor.

Ayrıca bu çalışma;
“Sanat baskıdan doğar.”
“Edebiyat, kritik zamanların verimidir.”
“Kültürel etkinlikler, kriz dönemlerinin birer yansımasıdır.”
Sözlerinin ispatı olan, öğretici somut bir örneklem.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat