#smrgKİTABEVİ Abdalan-ı Rum ve Geyikli Baba -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
BRC Matbaacılık
Dizi Adı:
Araştırma
ISBN-10:
9786058455986
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199186473
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
304 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
199,50
Havale/EFT ile: 193,52
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199186473
572518
Abdalan-ı Rum ve Geyikli Baba -
Abdalan-ı Rum ve Geyikli Baba - #smrgKİTABEVİ
199.50
Çokça sözü edilen, fakat yeterince irdelenmediği görülen “Abdalan-ı Rum” olayını anlayabilmek için toplumsal dönüşümün tarihsel boyutlarını irdelemenin gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Bu aynı zamanda bir bakıma “arka plan” çözümlemesidir. Açık ki, kültürler birbirinin süreğidir. Sürekli değişerek, dönüşerek kendini yeni koşullara uyarlar, yeni bir çağa taşır. Bu, tarihin kaçınılmaz döngüsüdür. Bu durum gelenekte ‘kökün üstünde bitmek' ya da ‘ot kökün üstünde biter' biçiminde betimlenir. Her olgunun bir kökeni, dayanak noktaları vardır. Görülmese de, bilinmese de bu gerçeklik değişmez. İnsan koşullarının ürünüdür. İnsanı çevresinden, koşullarından soyutlayarak yapılan her türlü değerlendirme, her türlü yaklaşım ve çözümleme hep soyut kalacaktır.

Âşıkpaşaoğlu yazdığı “Tevarih-i Al-i Osman”da Hacı Bektaş dönemiyle ilgili açıklama yaparken dört taifeden bahseder: “Hem dahi bu Rûm'da dört taife vardur kim anılur müsafirler ve seyyahlar arasında: Biri Gaziyan-ı Rûm ve biri Abdalan-ı Rum ve biri Bacıyan-ı Rum ve biri Ahiyan-ı Rum.” Kayıt açık. Dört önemli topluluk çıkıyor karşımıza, bunlardan biri de -bugüne dek izleği, süreği devam eden- Abdalan-ı Rum'dur. Abdalan-ı Rum, batıni / heteredoks dervişler topluluğudur. Anadolu Abdalları, Horasan Erenleri, Gaip Erenler gibi adlarla da anılır. Cezbeli / aşkın ve taşkın, kendi deyimleriyle “tahta kılıç”larıyla gönüller fetheden, Hakk'ın yolunu süren, nefsinden arınmış, “ölmeden evvel ölen”, canı candan ayırt etmeyen, “her ne ararsan insandadır”, “Hak gönüldedir”, “nefisi yele, zâhiri sele verdik” diyen, üretimde ve tüketimde paylaşımcılığı, eşitliği esas alan dervişlerdir."

Çokça sözü edilen, fakat yeterince irdelenmediği görülen “Abdalan-ı Rum” olayını anlayabilmek için toplumsal dönüşümün tarihsel boyutlarını irdelemenin gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Bu aynı zamanda bir bakıma “arka plan” çözümlemesidir. Açık ki, kültürler birbirinin süreğidir. Sürekli değişerek, dönüşerek kendini yeni koşullara uyarlar, yeni bir çağa taşır. Bu, tarihin kaçınılmaz döngüsüdür. Bu durum gelenekte ‘kökün üstünde bitmek' ya da ‘ot kökün üstünde biter' biçiminde betimlenir. Her olgunun bir kökeni, dayanak noktaları vardır. Görülmese de, bilinmese de bu gerçeklik değişmez. İnsan koşullarının ürünüdür. İnsanı çevresinden, koşullarından soyutlayarak yapılan her türlü değerlendirme, her türlü yaklaşım ve çözümleme hep soyut kalacaktır.

Âşıkpaşaoğlu yazdığı “Tevarih-i Al-i Osman”da Hacı Bektaş dönemiyle ilgili açıklama yaparken dört taifeden bahseder: “Hem dahi bu Rûm'da dört taife vardur kim anılur müsafirler ve seyyahlar arasında: Biri Gaziyan-ı Rûm ve biri Abdalan-ı Rum ve biri Bacıyan-ı Rum ve biri Ahiyan-ı Rum.” Kayıt açık. Dört önemli topluluk çıkıyor karşımıza, bunlardan biri de -bugüne dek izleği, süreği devam eden- Abdalan-ı Rum'dur. Abdalan-ı Rum, batıni / heteredoks dervişler topluluğudur. Anadolu Abdalları, Horasan Erenleri, Gaip Erenler gibi adlarla da anılır. Cezbeli / aşkın ve taşkın, kendi deyimleriyle “tahta kılıç”larıyla gönüller fetheden, Hakk'ın yolunu süren, nefsinden arınmış, “ölmeden evvel ölen”, canı candan ayırt etmeyen, “her ne ararsan insandadır”, “Hak gönüldedir”, “nefisi yele, zâhiri sele verdik” diyen, üretimde ve tüketimde paylaşımcılığı, eşitliği esas alan dervişlerdir."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat