Kitabına başlık koyarken alkolizm illetinden kurtulmak isyeten herkese açık, dünya çapında bir kuruluş olan Adsız Alkolikler'den esinlenen Bruckner, dev Balthus'un yaşamında özgürlükle bir bir handikapa karşı verilen mücadele arasındaki çatışmayı son derece eğlenceli bir dille anlatıyor. Vahşeti mizahla yumuşatıyor, hatta okurda merhamet duyguları uyandırıyor. Zira Balthus o bildiğimiz kaba saba gürültücü devlerden değildir. Aristokrat bir aileden gelen, ince ruhlu, klasik müziğe, sinemaya düşkün, modayı takip eden gerçek bir beyefendidir. Ah bir de atalarından geçen, semiz bebeklerin karşısında ağızını sulandıran şu illet olmasa...
Yazarın daha klasik bir üslubu tercih ettiği Silici'nin olumsuz kahramanı ise salt münzevi yaşamına saygı göstermiyorlar diye sokaktaki gürültücü veletlerin neşelerine fena halde içerleyerek akıl almaz bir intikam planı yapan, haytatta hiç dostu olmayan, öfke ve nefret dolu bir kimyagerdir.
Bruckner çocuklara saldırmaktan kendini alamayan bu iki şahsiyetin hikâyesini saflık ve nafilelikle anlatırken, onlardan iyilikle kötülüğün bir arada var olup sürekli çalıştığı birer duygusal laboratuvar olarak yararlanıyor.
Kitabına başlık koyarken alkolizm illetinden kurtulmak isyeten herkese açık, dünya çapında bir kuruluş olan Adsız Alkolikler'den esinlenen Bruckner, dev Balthus'un yaşamında özgürlükle bir bir handikapa karşı verilen mücadele arasındaki çatışmayı son derece eğlenceli bir dille anlatıyor. Vahşeti mizahla yumuşatıyor, hatta okurda merhamet duyguları uyandırıyor. Zira Balthus o bildiğimiz kaba saba gürültücü devlerden değildir. Aristokrat bir aileden gelen, ince ruhlu, klasik müziğe, sinemaya düşkün, modayı takip eden gerçek bir beyefendidir. Ah bir de atalarından geçen, semiz bebeklerin karşısında ağızını sulandıran şu illet olmasa...
Yazarın daha klasik bir üslubu tercih ettiği Silici'nin olumsuz kahramanı ise salt münzevi yaşamına saygı göstermiyorlar diye sokaktaki gürültücü veletlerin neşelerine fena halde içerleyerek akıl almaz bir intikam planı yapan, haytatta hiç dostu olmayan, öfke ve nefret dolu bir kimyagerdir.
Bruckner çocuklara saldırmaktan kendini alamayan bu iki şahsiyetin hikâyesini saflık ve nafilelikle anlatırken, onlardan iyilikle kötülüğün bir arada var olup sürekli çalıştığı birer duygusal laboratuvar olarak yararlanıyor.