#smrgKİTABEVİ Alevilik Felsefesinin Doğuşu -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Kitap Matbaacılık
Stok Kodu:
1199105565
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
219 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
Din
0,00
1199105565
491352
Alevilik Felsefesinin Doğuşu -
Alevilik Felsefesinin Doğuşu - #smrgKİTABEVİ
0.00
Türkiye'de Alevilik tarihine bakışta Türk-İslamcı, daha doğru bir söylemle Emevi-Sünni sınıflı toplumun siyasal bakış açısı hâkimdir. Bu tarih bakışı açısı Bizans Hıristiyan-Ortodoks, Katolik ve Protestan oryantalist anlayışlarıyla örtüşmektedir.

Bu egemen tarih anlayışlardan ilki, Aleviliği Hıristiyanlığın ve İslam'ın sapkın mezhebi olarak görme üzerine temellenir. Emevi-Sünni İslam devşirmeci siyasal zemininde “Türk-Sünni” İslamcı egemen-tarihçiler Aleviliği, Hace Bektaşi Veli ile başlatarak onun Nakşibendî Şeyhi ve yüksek Sünni Ahmet Yesevi'den el aldığını yazmaktadırlar. Hâlbuki Hace Bektaşi Veli Ahmet Yesevi'in çağdaşı bile değildi. Hace Bektaşi Veli, Baba İlyas'ın önemli halifelerinden biridir ve Baba İshak'tan el almıştır.

Aleviliği Sünniliğe bağlayan zihniyetle Şiiliğe bağlayan zihniyet aynı sınıfsal kökenden beslenmektedir. İkisinin de kaynağı sınıflı toplumdur. Bugün Alevilerin 12 imamların resimlerini evlerinde bulundurmaları mazlumlara destek amaçlıdır, bazı Aleviler farkında olmasa da özünde dinsel amaçlı değildir. Ali'nin iki oğlundan biri olan Hasan'ın adının sadece deyişlerde geçip Kerbela zulmüne uğrayan ve direnişi temsil eden Hüseyin'in adının ağızlardan eksik edilmemesini Hüseyin'in kimliğinde değil Aleviliğin kendi özünde aramak gerekir. Keza bu dönemdeki Ali yandaşlarına verilen siyasal destek İslam öncesi Alevi tarihinin inkârına dönüştürüldüğünde bu durum “Yolcu Ateşte Yanmak ile Yol Yanmaz” anlayışından sapmayı gösterir.

Ali Şiası, zaman zaman İslam karşıtı devrimci hareketlere destek vermiştir. Bu yanı ile o dönemde bulunan devrimci hareketlerden etkilendiği söylenebilir. Ali Şiası, Sünnilik gibi Ortodoks İslam'ın bir parçasıdır. Bu dönemde Abbasiler, Emevi'lere karşı mücadelelerinde sadece Ali Şiası ile değil diğer ezilenlerle de ittifak yaparak iktidara gelmişlerdir. Ezilenler içinde reformcu ve devrimci saflaşma devrimci Batıniler lehine büyümüştür. (Arka kapaktan)

Türkiye'de Alevilik tarihine bakışta Türk-İslamcı, daha doğru bir söylemle Emevi-Sünni sınıflı toplumun siyasal bakış açısı hâkimdir. Bu tarih bakışı açısı Bizans Hıristiyan-Ortodoks, Katolik ve Protestan oryantalist anlayışlarıyla örtüşmektedir.

Bu egemen tarih anlayışlardan ilki, Aleviliği Hıristiyanlığın ve İslam'ın sapkın mezhebi olarak görme üzerine temellenir. Emevi-Sünni İslam devşirmeci siyasal zemininde “Türk-Sünni” İslamcı egemen-tarihçiler Aleviliği, Hace Bektaşi Veli ile başlatarak onun Nakşibendî Şeyhi ve yüksek Sünni Ahmet Yesevi'den el aldığını yazmaktadırlar. Hâlbuki Hace Bektaşi Veli Ahmet Yesevi'in çağdaşı bile değildi. Hace Bektaşi Veli, Baba İlyas'ın önemli halifelerinden biridir ve Baba İshak'tan el almıştır.

Aleviliği Sünniliğe bağlayan zihniyetle Şiiliğe bağlayan zihniyet aynı sınıfsal kökenden beslenmektedir. İkisinin de kaynağı sınıflı toplumdur. Bugün Alevilerin 12 imamların resimlerini evlerinde bulundurmaları mazlumlara destek amaçlıdır, bazı Aleviler farkında olmasa da özünde dinsel amaçlı değildir. Ali'nin iki oğlundan biri olan Hasan'ın adının sadece deyişlerde geçip Kerbela zulmüne uğrayan ve direnişi temsil eden Hüseyin'in adının ağızlardan eksik edilmemesini Hüseyin'in kimliğinde değil Aleviliğin kendi özünde aramak gerekir. Keza bu dönemdeki Ali yandaşlarına verilen siyasal destek İslam öncesi Alevi tarihinin inkârına dönüştürüldüğünde bu durum “Yolcu Ateşte Yanmak ile Yol Yanmaz” anlayışından sapmayı gösterir.

Ali Şiası, zaman zaman İslam karşıtı devrimci hareketlere destek vermiştir. Bu yanı ile o dönemde bulunan devrimci hareketlerden etkilendiği söylenebilir. Ali Şiası, Sünnilik gibi Ortodoks İslam'ın bir parçasıdır. Bu dönemde Abbasiler, Emevi'lere karşı mücadelelerinde sadece Ali Şiası ile değil diğer ezilenlerle de ittifak yaparak iktidara gelmişlerdir. Ezilenler içinde reformcu ve devrimci saflaşma devrimci Batıniler lehine büyümüştür. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat