#smrgSAHAF Altı Eylül ve Dionis Efendi -

Stok Kodu:
1199112289
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
234 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199112289
498028
Altı Eylül ve Dionis Efendi -
Altı Eylül ve Dionis Efendi - #smrgSAHAF
0.00
Severek yaşamak varken, neden anlamsız savaşlar çıkar? Neden kahkaha atılan evlere hüzün dolar? Altı Eylül'de eli sopalı adamlar, İstanbul'da Rumların neşeleri pencerelerinden taşan evlerine, iş yerlerine saldırır Dionis Efendi kilisede kırılan cam parçalarının, yerlere savrulan mumların arasında, karşı konulmaz üzüntüler yaşar: "Ben Arnavut kaldırımlı sokağın küçük bir taşıyım. Ama her sokakta varım. İstanbul bir masa, ben o masanın örtüsü, zeytini, bir mezesiyim..."

"Keşke birbirine dalaşanlar, ufak hesapların savaşını verenler, sevdanın yetmiş yaşlarında bulduğu saz grubu Ağustos Böcekleri gibi hayatın mutluluk alınacak yanlarını görebilseler. Ve hüsran yüreklerine düşünce, onlar aralarında dertleşirler: ?Şu dünyayı kendimiz için yaşayıp, hiç bu kadar güzel görmemiştik"

Mutluluğun aldatmacalı yanını yakalayan Kamil'in duygularında, bahar çiçekleri açar. Sıkıntılarını, hırıltılı nefesine karışan sözleri açığa vurur:

"Bu kadının hülyalarımda yaşattığım kadın olmadığını, bilmediğimi mi sanıyorsun? Bir kandırmacanın içinde geçen günler, beni mesut etti"

...

Ne kadar dertsiz de olsanız, günün birinde işiniz devlet dairelerine düşer. Ve dilekçeler elde, ağızlarda sabır duaları, vücutlar yorgun, gözler bezgin, kapı kapı dolaşmaktan başka çare kalmaz...

Severek yaşamak varken, neden anlamsız savaşlar çıkar? Neden kahkaha atılan evlere hüzün dolar? Altı Eylül'de eli sopalı adamlar, İstanbul'da Rumların neşeleri pencerelerinden taşan evlerine, iş yerlerine saldırır Dionis Efendi kilisede kırılan cam parçalarının, yerlere savrulan mumların arasında, karşı konulmaz üzüntüler yaşar: "Ben Arnavut kaldırımlı sokağın küçük bir taşıyım. Ama her sokakta varım. İstanbul bir masa, ben o masanın örtüsü, zeytini, bir mezesiyim..."

"Keşke birbirine dalaşanlar, ufak hesapların savaşını verenler, sevdanın yetmiş yaşlarında bulduğu saz grubu Ağustos Böcekleri gibi hayatın mutluluk alınacak yanlarını görebilseler. Ve hüsran yüreklerine düşünce, onlar aralarında dertleşirler: ?Şu dünyayı kendimiz için yaşayıp, hiç bu kadar güzel görmemiştik"

Mutluluğun aldatmacalı yanını yakalayan Kamil'in duygularında, bahar çiçekleri açar. Sıkıntılarını, hırıltılı nefesine karışan sözleri açığa vurur:

"Bu kadının hülyalarımda yaşattığım kadın olmadığını, bilmediğimi mi sanıyorsun? Bir kandırmacanın içinde geçen günler, beni mesut etti"

...

Ne kadar dertsiz de olsanız, günün birinde işiniz devlet dairelerine düşer. Ve dilekçeler elde, ağızlarda sabır duaları, vücutlar yorgun, gözler bezgin, kapı kapı dolaşmaktan başka çare kalmaz...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat