Mangalda pişen köftelerin kokusunu alan bir kedi bize doğru yaklaşıyordu. Eşim onu “pişt” diye kovmak istedi. Hayvan bana mısın demedi. Oğlum, kedinin bizi anlamadığını söyledi. “Nasıl olur” dedim. “Bir kedi ‘pist' dersen gider, ‘pisi pisi' dersen gelir.” Oğlum gülüyordu. “O halde ‘pisi pisi' de bakalım gelecek mi” Hemen denedim. Parmaklarımı birbirine sürtüp “Gel pisi pisi” dedim. Koşup atlaması gereken kedi yerinden kımıldamadı bile. Meğerse kedileri çağırma, kovma sözcüklerinin de İngilizcesi varmış. (Kitap tanıtımından)
Mangalda pişen köftelerin kokusunu alan bir kedi bize doğru yaklaşıyordu. Eşim onu “pişt” diye kovmak istedi. Hayvan bana mısın demedi. Oğlum, kedinin bizi anlamadığını söyledi. “Nasıl olur” dedim. “Bir kedi ‘pist' dersen gider, ‘pisi pisi' dersen gelir.” Oğlum gülüyordu. “O halde ‘pisi pisi' de bakalım gelecek mi” Hemen denedim. Parmaklarımı birbirine sürtüp “Gel pisi pisi” dedim. Koşup atlaması gereken kedi yerinden kımıldamadı bile. Meğerse kedileri çağırma, kovma sözcüklerinin de İngilizcesi varmış. (Kitap tanıtımından)