Kürdistan'ın özgürleştirilmesi mücadelesinde birçok tarihi fırsatın kaçırıldığı açık. Bizler, ilk önce kendi hatalarımızı eleştirip bilince çıkarmalıyız- Madem ki mücadelede kendi gücümüzü temel alacağız, yarının özgür ve sömürüşüz Kürdistan'ın güvencesi, yeni tip insan ve politikalar üretmekten geçecektir.
Kürdistanlılar yüzyıllardır değişik biçimlerde hem düşmanlarıyla savaşıyor, hem de kardeş kavgası yapıyor. Hem de kardeş kavgaları üzerine, durmaksızın söylevler vere vere, bildiriler dağıta dağıta.
Günümüzde, ülke topraklarımızın bir bölümünde düşman askeri yok. işgalciler, Körfez Savaşı'nın bir sonucu olarak kovuldu. Şu an bağımsız bir devlet gibi. Onun bağımsızlığı tanınmasa dahi, var olanı korumak ve ilerletmek önemli bir görev olarak önümüzde duruyor.
Güney Kürdistanlılar, L Dünya Savaşı sonrası da benzer bir fırsatı yakalamıştı-Savaşın galipleri bölgenin statükosuyla ilgili toplantı üzerine toplantı yaparken, Kürtler yine aralarında birlik yapamadığından, fırsatı bir kez daha kaçırmışlardı. Aşiret yapılan örgütsüzlüklerinin başlıca nedenidir. İngilizler, Kürdistan'ın bağımsızlığı konusunda hep çelişkili oldular. Bu yönde düşünceleri netleştiğinde, Mahmud Ber-zenci'yi ön plana çıkarttılar. Gün gelip politikaları değiştiğinde ise, bomba yağdırmaktan kaçınmadılar. Osmanlı sömürgecilerinin yerine, yeni işgalciler olarak Kürdistan'da bulunan İngilizlere karşı çıkışlar, doğrudan anti-emperyalist bir mücadeleydi. Ama Kürt önderlerinin İngilizlere karşı direnişleri, ne yazık ki çok kısa sürede bastırıldı ve gerekli uluslararası desteği alamadı. Tartışma gündemine dahi girmedi, ingilizler, o tarihlerde isteselerdi Kürtlere bağımsızlık da verdirebilirdi. Tıpkı Araplara verdikleri gibi.
Öğretmen-politikacı ve yazar Refik Hilmi, anılarında Güney Kürdistan'daki o sıcak günleri, bir başka boyutuyla açıklıyor
Gelişmelerin doğrudan tanıklarından olan Refik Hilmi'nin yazdıklarıyla, çıkarları birbiriyle çatışan İngilizlerle Türklerin, Kürdistan topraklarını kendi egemenlik alanları içine alma yönündeki entrika ve faaliyetlerini, daha etraflıca ve ayrıntılarıyla öğreniyoruz.
Refik Hilmi'nin Anılan, üç kitap olarak Arap harfleri ve Soran lehçesiyle yazılmış. Biz, üçünü bir arada tek bir kitap olarak yayınlamayı doğru bulduk.-M. Kalman, 1994 (Önsözden)
Kürdistan'ın özgürleştirilmesi mücadelesinde birçok tarihi fırsatın kaçırıldığı açık. Bizler, ilk önce kendi hatalarımızı eleştirip bilince çıkarmalıyız- Madem ki mücadelede kendi gücümüzü temel alacağız, yarının özgür ve sömürüşüz Kürdistan'ın güvencesi, yeni tip insan ve politikalar üretmekten geçecektir.
Kürdistanlılar yüzyıllardır değişik biçimlerde hem düşmanlarıyla savaşıyor, hem de kardeş kavgası yapıyor. Hem de kardeş kavgaları üzerine, durmaksızın söylevler vere vere, bildiriler dağıta dağıta.
Günümüzde, ülke topraklarımızın bir bölümünde düşman askeri yok. işgalciler, Körfez Savaşı'nın bir sonucu olarak kovuldu. Şu an bağımsız bir devlet gibi. Onun bağımsızlığı tanınmasa dahi, var olanı korumak ve ilerletmek önemli bir görev olarak önümüzde duruyor.
Güney Kürdistanlılar, L Dünya Savaşı sonrası da benzer bir fırsatı yakalamıştı-Savaşın galipleri bölgenin statükosuyla ilgili toplantı üzerine toplantı yaparken, Kürtler yine aralarında birlik yapamadığından, fırsatı bir kez daha kaçırmışlardı. Aşiret yapılan örgütsüzlüklerinin başlıca nedenidir. İngilizler, Kürdistan'ın bağımsızlığı konusunda hep çelişkili oldular. Bu yönde düşünceleri netleştiğinde, Mahmud Ber-zenci'yi ön plana çıkarttılar. Gün gelip politikaları değiştiğinde ise, bomba yağdırmaktan kaçınmadılar. Osmanlı sömürgecilerinin yerine, yeni işgalciler olarak Kürdistan'da bulunan İngilizlere karşı çıkışlar, doğrudan anti-emperyalist bir mücadeleydi. Ama Kürt önderlerinin İngilizlere karşı direnişleri, ne yazık ki çok kısa sürede bastırıldı ve gerekli uluslararası desteği alamadı. Tartışma gündemine dahi girmedi, ingilizler, o tarihlerde isteselerdi Kürtlere bağımsızlık da verdirebilirdi. Tıpkı Araplara verdikleri gibi.
Öğretmen-politikacı ve yazar Refik Hilmi, anılarında Güney Kürdistan'daki o sıcak günleri, bir başka boyutuyla açıklıyor
Gelişmelerin doğrudan tanıklarından olan Refik Hilmi'nin yazdıklarıyla, çıkarları birbiriyle çatışan İngilizlerle Türklerin, Kürdistan topraklarını kendi egemenlik alanları içine alma yönündeki entrika ve faaliyetlerini, daha etraflıca ve ayrıntılarıyla öğreniyoruz.
Refik Hilmi'nin Anılan, üç kitap olarak Arap harfleri ve Soran lehçesiyle yazılmış. Biz, üçünü bir arada tek bir kitap olarak yayınlamayı doğru bulduk.-M. Kalman, 1994 (Önsözden)