Proust anlatısının yasaları, anlatının kendisi gibi, kısmidir, kusurludur, hatta belki de deli doludur: Bir Kanon'a dönüştürmememiz gereken, oldukça ampirik ve müşterek yasalardır bunlar. Burada kod, tıpkı mesaj gibi, kendi açıkları ve sürprizleriyle gelir.”
Semiyotik evren boşluğu sevmez ve olumsallığı adlandırmak zaten ona bir işlev yüklemek, bir anlam vermek demektir. Eleştirmen, sessiz olduğunda bile çok şey söyler. Belki de en iyisi, bizatihi Proust anlatısında olduğu gibi, hiçbir zaman "bitirmemek" olacaktır, ki bu bir anlamda asla başlamamaktır.”
Proust anlatısının yasaları, anlatının kendisi gibi, kısmidir, kusurludur, hatta belki de deli doludur: Bir Kanon'a dönüştürmememiz gereken, oldukça ampirik ve müşterek yasalardır bunlar. Burada kod, tıpkı mesaj gibi, kendi açıkları ve sürprizleriyle gelir.”
Semiyotik evren boşluğu sevmez ve olumsallığı adlandırmak zaten ona bir işlev yüklemek, bir anlam vermek demektir. Eleştirmen, sessiz olduğunda bile çok şey söyler. Belki de en iyisi, bizatihi Proust anlatısında olduğu gibi, hiçbir zaman "bitirmemek" olacaktır, ki bu bir anlamda asla başlamamaktır.”