1199107106
492866
https://www.simurgkitabevi.com/arayislar-bilim-kultur-universite
Arayışlar: Bilim, Kültür, Üniversite - #smrgKİTABEVİ
0.00
Hasan Ünal Nalbantoğlu'nun dili, bilhassa kavramları "karşılamadaki" ve açmadaki titizliği, başlı başına bir sosyal bilim tecrübesidir: "Kitsch"leşmeye razı gelmeyen bir düşünsel özenin ve tutkunun örneği. "Bilimcilik oynamak yerine bilgi üretme…" Aslında bu sözleri özetleyebilir, Hasan Ünal Nalbantoğlu'nun Arayış'ını. Kültür endüstrisi çağında kültürün, bilimin, üniversitenin geçirdiği dönüşümün eleştirisi ve alternatif arayışı, kitapta bir araya getirilen yazılara istikametini ve enerjisini veriyor. Bu yazılarda bilgiyle ilişkimizi, dahası bu ilişkiyi anlamlandırma kabiliyetimizi "sakatlayan" süreçler ve kültürel "kitsch"leşmenin yayılmacılığı hakkında güçlü bir eleştirel analizle karşı karşıyayız. Merceğin odağında ise üniversite var. Bir yandan ulus-devletlerin önceliklerinin, diğer yandan ticarileşmenin ve piyasalaşmanın veya Nalbantoğlu'nun deyişiyle "tekno-bilim ve pazarlama ethos'unun" kıskacında üniversitenin uğradığı kaybın, sadece bu kurumun içindekilerle sınırlı olmadığını hatırlıyoruz. Zira "yozlaşma", Aydınlanma fikriyle, ortak aklımızla, yaşam ve ahlak değerlerimizle, insan tasavvurumuzla ilgilidir doğrudan doğruya...Bunların yanı sıra Nalbantoğlu'nun Behice Boran, Muzaffer Şerif Başoğlu, Mübeccel Kıray ve Şerif Mardin gibi öncü bilim insanlarının eser ve üretimlerini ele alan metinleri de, Türkiye'de sosyal bilimler ortamına ve birikimine dair önemli gözlemler içeriyor. (Arka kapaktan)
Hasan Ünal Nalbantoğlu'nun dili, bilhassa kavramları "karşılamadaki" ve açmadaki titizliği, başlı başına bir sosyal bilim tecrübesidir: "Kitsch"leşmeye razı gelmeyen bir düşünsel özenin ve tutkunun örneği. "Bilimcilik oynamak yerine bilgi üretme…" Aslında bu sözleri özetleyebilir, Hasan Ünal Nalbantoğlu'nun Arayış'ını. Kültür endüstrisi çağında kültürün, bilimin, üniversitenin geçirdiği dönüşümün eleştirisi ve alternatif arayışı, kitapta bir araya getirilen yazılara istikametini ve enerjisini veriyor. Bu yazılarda bilgiyle ilişkimizi, dahası bu ilişkiyi anlamlandırma kabiliyetimizi "sakatlayan" süreçler ve kültürel "kitsch"leşmenin yayılmacılığı hakkında güçlü bir eleştirel analizle karşı karşıyayız. Merceğin odağında ise üniversite var. Bir yandan ulus-devletlerin önceliklerinin, diğer yandan ticarileşmenin ve piyasalaşmanın veya Nalbantoğlu'nun deyişiyle "tekno-bilim ve pazarlama ethos'unun" kıskacında üniversitenin uğradığı kaybın, sadece bu kurumun içindekilerle sınırlı olmadığını hatırlıyoruz. Zira "yozlaşma", Aydınlanma fikriyle, ortak aklımızla, yaşam ve ahlak değerlerimizle, insan tasavvurumuzla ilgilidir doğrudan doğruya...Bunların yanı sıra Nalbantoğlu'nun Behice Boran, Muzaffer Şerif Başoğlu, Mübeccel Kıray ve Şerif Mardin gibi öncü bilim insanlarının eser ve üretimlerini ele alan metinleri de, Türkiye'de sosyal bilimler ortamına ve birikimine dair önemli gözlemler içeriyor. (Arka kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.