#smrgKİTABEVİ Atanamayanlar: İlk Yaşamımdı, Acemiliğime Geldi -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786055134556
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199170287
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
172 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
134,64
Havale/EFT ile: 130,60
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199170287
556411
Atanamayanlar: İlk Yaşamımdı, Acemiliğime Geldi -
Atanamayanlar: İlk Yaşamımdı, Acemiliğime Geldi - #smrgKİTABEVİ
134.64
“Ülgen programına uyması gerektiği için o gece evde çalışmaya devam etti. Ruhuna çok uygun bir şekilde; yavaş yavaş, belli bir ölçü içinde, sakince delirmekte olduğunun farkında değildi.”

Kaybetmeye daha isminden başlamış, hayatta hiçbir başarısı olmayan basit bir memur, ondan geri kalmayan bir fotoğrafçı ve ikisini birden parmağında oynatan fettan bir kadın...

“Apartmandan çıkarken çöpte çiçeğini gördü. Arabesk bir şarkı geldi aklına. Ama iç sesi dahi kötü olduğundan söylemedi şarkıyı.”

Şehrin en düz semtlerinde, çok tırt insanlar arasında yaşanan bir öykü... Dayanılmayacak kadar komik ve okuyanın içini acıtacak kadar trajik... Böyle bir hikâyenin Türkiye'de geçebileceği tek şehir ise elbette Ankara'dır.

“Ankara'nın resmi rengi gridir. Bu griliğin kaynağı devlet dairelerinin floresan ışığının memurlardan kırılarak Sıhhiye Meydanı'na yayılmasıdır. Sonra bu bölgesel yayılma gri güvercinler tarafından tüm şehre bulaştırılmaktadır.”

Başar Öztürk ilk romanında okuru birbiriyle mümkün olan en uygunsuz şekilde kesişen hayatlara yakından bakmaya davet ediyor.

Aileden, aşktan, arkadaşlıktan ve tekdüzelikten tiksinmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Kemerlerinizi çözün ve bulduğunuz ilk kanepeye leş gibi serilin!

“Amcalar mantıklı davranışın orta sahadaki dinamosudurlar. Kavgaya dayılar gibi levye ile koşmazlar, önce kahveye gidip karşı taraftan güçlü olup olmayacaklarını tartarlar. Bu nedenle literatürde ‘gereksiz dayılanma' tanımı kendine yer bulmuşken, ‘gereksiz amcalanma' tanımı yer almamaktadır.”

Ülgen, Nihat, Haldun, Ayça, Rasim, Hikmet ve Necla...

Karşınızda milenyumun tutunamayanları!

“Ülgen programına uyması gerektiği için o gece evde çalışmaya devam etti. Ruhuna çok uygun bir şekilde; yavaş yavaş, belli bir ölçü içinde, sakince delirmekte olduğunun farkında değildi.”

Kaybetmeye daha isminden başlamış, hayatta hiçbir başarısı olmayan basit bir memur, ondan geri kalmayan bir fotoğrafçı ve ikisini birden parmağında oynatan fettan bir kadın...

“Apartmandan çıkarken çöpte çiçeğini gördü. Arabesk bir şarkı geldi aklına. Ama iç sesi dahi kötü olduğundan söylemedi şarkıyı.”

Şehrin en düz semtlerinde, çok tırt insanlar arasında yaşanan bir öykü... Dayanılmayacak kadar komik ve okuyanın içini acıtacak kadar trajik... Böyle bir hikâyenin Türkiye'de geçebileceği tek şehir ise elbette Ankara'dır.

“Ankara'nın resmi rengi gridir. Bu griliğin kaynağı devlet dairelerinin floresan ışığının memurlardan kırılarak Sıhhiye Meydanı'na yayılmasıdır. Sonra bu bölgesel yayılma gri güvercinler tarafından tüm şehre bulaştırılmaktadır.”

Başar Öztürk ilk romanında okuru birbiriyle mümkün olan en uygunsuz şekilde kesişen hayatlara yakından bakmaya davet ediyor.

Aileden, aşktan, arkadaşlıktan ve tekdüzelikten tiksinmek istiyorsanız doğru yerdesiniz. Kemerlerinizi çözün ve bulduğunuz ilk kanepeye leş gibi serilin!

“Amcalar mantıklı davranışın orta sahadaki dinamosudurlar. Kavgaya dayılar gibi levye ile koşmazlar, önce kahveye gidip karşı taraftan güçlü olup olmayacaklarını tartarlar. Bu nedenle literatürde ‘gereksiz dayılanma' tanımı kendine yer bulmuşken, ‘gereksiz amcalanma' tanımı yer almamaktadır.”

Ülgen, Nihat, Haldun, Ayça, Rasim, Hikmet ve Necla...

Karşınızda milenyumun tutunamayanları!

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat