#smrgSAHAF Atatürk'ün Sofrasında -

Basıldığı Matbaa:
Kilim Matbaacılık
Dizi Adı:
Tarih
ISBN-10:
9786055416065
Stok Kodu:
1199153341
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
192 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199153341
539498
Atatürk'ün Sofrasında -
Atatürk'ün Sofrasında - #smrgSAHAF
0.00
O'nun muayyen bir çalışma saati yoktu ki!... Çalışmadığını sandığımız zamanlar bile çalışırdı... O'nun meşhur yemek sofraları bir ziyafet ve eğlence âlemi değildi... Birçok tarihi kararlar o sofralarda fikir istişarelerinden sonra verilirdi... Atatürk başkalarının düşünce ve mütalaalarına çok ehemmiyet verirdi...

Bilhassa sabaha karşı çalıştığı çok vakidir... Yalnız başına gün doğana kadar çalışma odasında yorulurcasına meşgul olduğu günleri çok bilirim...

İşte gene böyle bir sabahtı. Güneş henüz doğmamıştı...

Etrafta masmavi bir sabah aydınlığı vardı...

Kapısını vurarak odasına girdiğim zaman kâğıt ve kitap yığınları içinde çalışıyordu... Uykusuz ve yorgun olduğu belliydi... - Atatürk, dedim. Niçin bu kadar yoruluyorsun?... Biraz istirahat etsene!... - Memleketin büyük dertleri varken nasıl durulur kardeşim? dedi. - Peki ama ağabey dedim, sizin mesai arkadaşlarınız var, onlar bu dertlerle elbette ki meşgul oluyorlardır...

Bu sözüm üzerine Atatürk'ün dudaklarında müstehzi bir tebessümün dağıldığını gördüm... - Makbuş, dedi, işte ben onların yaptığı hatalarla bu kadar yoruluyorum. Onların hatalarını temizliyorum!... -Makbule Atadan-

O'nun muayyen bir çalışma saati yoktu ki!... Çalışmadığını sandığımız zamanlar bile çalışırdı... O'nun meşhur yemek sofraları bir ziyafet ve eğlence âlemi değildi... Birçok tarihi kararlar o sofralarda fikir istişarelerinden sonra verilirdi... Atatürk başkalarının düşünce ve mütalaalarına çok ehemmiyet verirdi...

Bilhassa sabaha karşı çalıştığı çok vakidir... Yalnız başına gün doğana kadar çalışma odasında yorulurcasına meşgul olduğu günleri çok bilirim...

İşte gene böyle bir sabahtı. Güneş henüz doğmamıştı...

Etrafta masmavi bir sabah aydınlığı vardı...

Kapısını vurarak odasına girdiğim zaman kâğıt ve kitap yığınları içinde çalışıyordu... Uykusuz ve yorgun olduğu belliydi... - Atatürk, dedim. Niçin bu kadar yoruluyorsun?... Biraz istirahat etsene!... - Memleketin büyük dertleri varken nasıl durulur kardeşim? dedi. - Peki ama ağabey dedim, sizin mesai arkadaşlarınız var, onlar bu dertlerle elbette ki meşgul oluyorlardır...

Bu sözüm üzerine Atatürk'ün dudaklarında müstehzi bir tebessümün dağıldığını gördüm... - Makbuş, dedi, işte ben onların yaptığı hatalarla bu kadar yoruluyorum. Onların hatalarını temizliyorum!... -Makbule Atadan-

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat