#smrgKİTABEVİ Ateş Denizi - 2021

Kapak Tasarım:
Özkul Eren
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Melisa Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
6051855769
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Stok Kodu:
1199032953
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
576 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
251,25
Havale/EFT ile: 243,71
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199032953
419041
Ateş Denizi -        2021
Ateş Denizi - 2021 #smrgKİTABEVİ
251.25
Edebiyatımızın zarif çelebisinden bir ses ve ateş romanı
Bu ateş denizinin iki yakası var...

Bazen bir nehir gibi akıyor ve önüne geleni sürüklüyor. Bazen kara bir rüzgâr onun başını döndürüyor. Ateş, içindeki balıklan da yakıyor. Akılla ruh cenk ediyor orada. Doğu ile Batı ateş iğneleriyle birbirine geçiyor. Aşk, bazen yokluk elbisesi giyiyor. Bazen bir yağmura dönüyor. Edebiyat, tarih, müzik alev almış at gibi koşuyor. Ses bir ruh bulutu gibi sürükleniyor meçhulde. Kültür tarihinin son bestesi.

"Gazetelerin birinci sayfaları bir aydır öztürkçe, öztürkçe soyadı, radyolarda alaturkanın yasaklanması, öz Türk musikisinin yaratılması, millî opera, Ayasofya Camii'nin müze yapılması, iki gündür de ağa, hacı, hafız, hoca, efendi, bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi, molla, hazretleri gibi lakap ve unvanların kaldırılması hakkında haberlerle dolup taşıyordu. Ama mesela Muş'taki zelzele felâketi kısacık bir haberle geçiştirilmişti."

Bir yüzyıl yangınlarla, savaşlarla, işgalle boğuşmuş, perişan bir İstanbul.
Cumhuriyetle birlikte her gün yeniden kurulan bir ülke.
Her sabah yeni bir değişime uyanan aydınlar.
İnkılâp ruhunun kimi zaman serseri kurşunlarının gölgesinde hayatta kalma çabaları.
Üniversite reformuyla Darülfünun'daki görevinden kovulan Galip Bey'in evrakından yola çıkılarak yazılan bir serencam.

Beşir Ayvazoğlu'nun kaleminden, 1930'lu yılların Türkiye'sine dair, belge niteliğinde bir roman.

Edebiyatımızın zarif çelebisinden bir ses ve ateş romanı
Bu ateş denizinin iki yakası var...

Bazen bir nehir gibi akıyor ve önüne geleni sürüklüyor. Bazen kara bir rüzgâr onun başını döndürüyor. Ateş, içindeki balıklan da yakıyor. Akılla ruh cenk ediyor orada. Doğu ile Batı ateş iğneleriyle birbirine geçiyor. Aşk, bazen yokluk elbisesi giyiyor. Bazen bir yağmura dönüyor. Edebiyat, tarih, müzik alev almış at gibi koşuyor. Ses bir ruh bulutu gibi sürükleniyor meçhulde. Kültür tarihinin son bestesi.

"Gazetelerin birinci sayfaları bir aydır öztürkçe, öztürkçe soyadı, radyolarda alaturkanın yasaklanması, öz Türk musikisinin yaratılması, millî opera, Ayasofya Camii'nin müze yapılması, iki gündür de ağa, hacı, hafız, hoca, efendi, bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi, molla, hazretleri gibi lakap ve unvanların kaldırılması hakkında haberlerle dolup taşıyordu. Ama mesela Muş'taki zelzele felâketi kısacık bir haberle geçiştirilmişti."

Bir yüzyıl yangınlarla, savaşlarla, işgalle boğuşmuş, perişan bir İstanbul.
Cumhuriyetle birlikte her gün yeniden kurulan bir ülke.
Her sabah yeni bir değişime uyanan aydınlar.
İnkılâp ruhunun kimi zaman serseri kurşunlarının gölgesinde hayatta kalma çabaları.
Üniversite reformuyla Darülfünun'daki görevinden kovulan Galip Bey'in evrakından yola çıkılarak yazılan bir serencam.

Beşir Ayvazoğlu'nun kaleminden, 1930'lu yılların Türkiye'sine dair, belge niteliğinde bir roman.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat