Tamamı beş cilt halinde yayına hazırlanan bu büyük eser, biyografik bir romanın alışılmış sınırlarını aşan bir konu ve ayrıntı zenginliğine sahiptir. Sovyet araştırmacı ve yazar Galina Serebryakova, XIX. yüzyılın büyük işçi mücadelelerini, bu mücadelenin ortaya çıkardığı sınıf önderlerini, teorisyenleri ve örgütçüleri, tümüyle belgelere dayanan bir roman kurgusu içinde anlatmaktadır. Serebryakova, araştırmalarını, yalnızca Sovyetler Birliği Marksizm-Leninizm Enstitüsü'nde değil, aynı zamanda Avrupa'nın belli başlı merkezlerinde, işçi sınıfı mücadelesinin o dönemde geçtiği bütün bölgelerde de ince bir sabırla yıllarca sürdürmüş ve eserinde yer verdiği her olayın, hatta her diyaloğun tarihsel gerçekliğe uygun olmasına özen göstermiştir. Bir başka deyişle, proletarya hareketinin duygusal ve psikolojik boyutlarına ilişkin olarak söylenenler dahil, bu kitapta, tarihsel gerçeklikle çeliştiği söylenebilecek tek bir satır bile yoktur.
Eserin bu cildinde, Marx ve Engels'in birlikte mücadeleye karar verdikleri andan başlayarak, 1848 devrimleri sonrasına kadar uzanan çalkantılı dönem anlatılmaktadır. O tarihsel anda, boydan boya bir “devrim kıtası” görünümü kazanan Avrupa'nın tüm devrimci karakteristikleri, 1848 Devrimi'nin ekseninde anlatılmaktadır.
Tamamı beş cilt halinde yayına hazırlanan bu büyük eser, biyografik bir romanın alışılmış sınırlarını aşan bir konu ve ayrıntı zenginliğine sahiptir. Sovyet araştırmacı ve yazar Galina Serebryakova, XIX. yüzyılın büyük işçi mücadelelerini, bu mücadelenin ortaya çıkardığı sınıf önderlerini, teorisyenleri ve örgütçüleri, tümüyle belgelere dayanan bir roman kurgusu içinde anlatmaktadır. Serebryakova, araştırmalarını, yalnızca Sovyetler Birliği Marksizm-Leninizm Enstitüsü'nde değil, aynı zamanda Avrupa'nın belli başlı merkezlerinde, işçi sınıfı mücadelesinin o dönemde geçtiği bütün bölgelerde de ince bir sabırla yıllarca sürdürmüş ve eserinde yer verdiği her olayın, hatta her diyaloğun tarihsel gerçekliğe uygun olmasına özen göstermiştir. Bir başka deyişle, proletarya hareketinin duygusal ve psikolojik boyutlarına ilişkin olarak söylenenler dahil, bu kitapta, tarihsel gerçeklikle çeliştiği söylenebilecek tek bir satır bile yoktur.
Eserin bu cildinde, Marx ve Engels'in birlikte mücadeleye karar verdikleri andan başlayarak, 1848 devrimleri sonrasına kadar uzanan çalkantılı dönem anlatılmaktadır. O tarihsel anda, boydan boya bir “devrim kıtası” görünümü kazanan Avrupa'nın tüm devrimci karakteristikleri, 1848 Devrimi'nin ekseninde anlatılmaktadır.