Uluslararası ilişkileri belirleyen temel gösterge güçtür. Morgenthau'nun ifadesiyle "güç insanın insan üzerinde denetimini kuran ve sürdüren herşeyi içine alır. bu nedenle güç bu sonuca hizmet eden fiziksel şiddetten ne anlatılması zor bir aklın diğerini kontrolü gibi psikolojik bağlara kadar her türlü sosyal ilişkileri kapsamaktadır."' Güçten maksat hakimiyetin devam ettirilmesidir. Hakimiyetin devamı için geliştirilen teknikler stratejiyi tanımlar. Strateji oluşturmadaki temel parametreler coğrafya (mekan,jeo), tarih (tecrübe, birikim), dil, dindir. Strateji bu veriler ışığında kurgulanır. Coğrafya stratejiyi oluşturmadaki önemli etkendir. İnsanları karakterlerinden giyimlerine dillerinden yaşam tarzlarına kadar etkiler. Coğrafya'yı yani "sahayı" tanımadan oyun kurulmaz.
Sorunlu Türk bölgelerinden kastedilen "Türk Dünyası" diye tarif edilen Orta Asya'daki devletler ile oradaki jeopolitik boşluk alanları değildir. Bu alanların yanında târihsel süreçte Afro Avrasya ekseninde kurulan Türk devletlerinin bıraktıkları izleri takip etmektir. Ayrıca Viyana ötesinde sayıları milyonları bulan Avrupalı Türkleri de içine alan geniş bir coğrafya tanımlanmaktır. Sorunlu Türk bölgeleri tanımı, Çin seddinden Londra'ya Kuzey Afrika'dan Kafkasya steplerine kadar geniş mekanda strateji ve nüfuz algılanmasının yapılmasıdır. (Önsözden)
Yüzyılların oluşumları büyük olaylarla başlar. Her asırdaki kırılmalar birbirini etkiler. Oluşumlar yeni güçleri yeni ülkeleri dünya sahnesine taşır. Mekanlar aynı olmasına rağmen ülkeler kişiler her asırda farklılaşır. Yeni yapılanmaları Coğrafya'ya tarihe derin izler bırakan veya yönlendirme özellikleri olan milletler bir sonraki yüzyılı kurmada daha şanslı olurlar. Geçiş süreçlerinde oluşturulan stratejiler ve taktikler insanlığın kader çizgisini belirler.
Uluslar arası ilişkileri belirleyen temel gösterge güçtür. Morgenthau'nun ifadesiyle “güç insanın insan üzerinde denetimini kuran ve sürdüren her şeyi içine alır. Bu nedenle güç psikolojik bağlara kadar her türlü sosyal ilişkileri kapsamaktadır.” Güçten maksat hakimiyetin devam ettirilmesidir. Hakimiyetin devamı için geliştirilen teknikler stratejiyi tanımar. Strateji oluşturmadaki temel parametreler coğrafya (mekan, jeo), tarih (tecrübe, birikim), dil, dindir. Strateji bu veriler ışığında kurgulanır. Coğrafya stratejiyi oluşturmadaki önemli etkendir. İnsanları karakterlerinden giyimlerine, dillerinden yaşam tarzlarına kadar etkiler. Coğrafya'yı yani “sahayı” tanımadan oyun kurulmaz.
Sorunlu Türk bölgelerinden katedilen "Türk Dünyası" diye tarif edilen Orta Asya'daki devletler ile oradaki jeopolitik alanları değildir. Bu alanların yanında tarihsel süreçte Afro-Avrasya ekseninde kurulan Türk devletlerinin bıraktıkları izleri takip etmektir.
Uluslararası ilişkileri belirleyen temel gösterge güçtür. Morgenthau'nun ifadesiyle "güç insanın insan üzerinde denetimini kuran ve sürdüren herşeyi içine alır. bu nedenle güç bu sonuca hizmet eden fiziksel şiddetten ne anlatılması zor bir aklın diğerini kontrolü gibi psikolojik bağlara kadar her türlü sosyal ilişkileri kapsamaktadır."' Güçten maksat hakimiyetin devam ettirilmesidir. Hakimiyetin devamı için geliştirilen teknikler stratejiyi tanımlar. Strateji oluşturmadaki temel parametreler coğrafya (mekan,jeo), tarih (tecrübe, birikim), dil, dindir. Strateji bu veriler ışığında kurgulanır. Coğrafya stratejiyi oluşturmadaki önemli etkendir. İnsanları karakterlerinden giyimlerine dillerinden yaşam tarzlarına kadar etkiler. Coğrafya'yı yani "sahayı" tanımadan oyun kurulmaz.
Sorunlu Türk bölgelerinden kastedilen "Türk Dünyası" diye tarif edilen Orta Asya'daki devletler ile oradaki jeopolitik boşluk alanları değildir. Bu alanların yanında târihsel süreçte Afro Avrasya ekseninde kurulan Türk devletlerinin bıraktıkları izleri takip etmektir. Ayrıca Viyana ötesinde sayıları milyonları bulan Avrupalı Türkleri de içine alan geniş bir coğrafya tanımlanmaktır. Sorunlu Türk bölgeleri tanımı, Çin seddinden Londra'ya Kuzey Afrika'dan Kafkasya steplerine kadar geniş mekanda strateji ve nüfuz algılanmasının yapılmasıdır. (Önsözden)
Yüzyılların oluşumları büyük olaylarla başlar. Her asırdaki kırılmalar birbirini etkiler. Oluşumlar yeni güçleri yeni ülkeleri dünya sahnesine taşır. Mekanlar aynı olmasına rağmen ülkeler kişiler her asırda farklılaşır. Yeni yapılanmaları Coğrafya'ya tarihe derin izler bırakan veya yönlendirme özellikleri olan milletler bir sonraki yüzyılı kurmada daha şanslı olurlar. Geçiş süreçlerinde oluşturulan stratejiler ve taktikler insanlığın kader çizgisini belirler.
Uluslar arası ilişkileri belirleyen temel gösterge güçtür. Morgenthau'nun ifadesiyle “güç insanın insan üzerinde denetimini kuran ve sürdüren her şeyi içine alır. Bu nedenle güç psikolojik bağlara kadar her türlü sosyal ilişkileri kapsamaktadır.” Güçten maksat hakimiyetin devam ettirilmesidir. Hakimiyetin devamı için geliştirilen teknikler stratejiyi tanımar. Strateji oluşturmadaki temel parametreler coğrafya (mekan, jeo), tarih (tecrübe, birikim), dil, dindir. Strateji bu veriler ışığında kurgulanır. Coğrafya stratejiyi oluşturmadaki önemli etkendir. İnsanları karakterlerinden giyimlerine, dillerinden yaşam tarzlarına kadar etkiler. Coğrafya'yı yani “sahayı” tanımadan oyun kurulmaz.
Sorunlu Türk bölgelerinden katedilen "Türk Dünyası" diye tarif edilen Orta Asya'daki devletler ile oradaki jeopolitik alanları değildir. Bu alanların yanında tarihsel süreçte Afro-Avrasya ekseninde kurulan Türk devletlerinin bıraktıkları izleri takip etmektir.