Peki. hiç yediniz mi onun bu sihirli ayçöreklerinden? Eğer kocaman bir parça ısıracak olursanız. kendinizi bir anda. Küçücük ışıklardan oluşmuş bir gemide bulabilirsiniz: minareler arasında uyuyan bir mahyaya yelken açmış... Belki de birdenbire duyuverirsiniz tulumbacıların o alevlenen şarkılarını: cariyelerin aklına başından alan... Ya da bir tarlanın başucundan. koşarak geliverir yanınıza bir korkuluk -emeğin bu en eski koruyucularından sevimli ve cesur varlık ve onunla elele gidersiniz miting alanlarına. yine kucaklamaya: sevgiyi. Alınterini kardeşliği... Korkmayın sakın. başınızın üzerinden ansızın uçuverirse bir cadı: kaçmaktadır belki o da yakılmaktan...
Sunay Akın Ayçöreği ve Denizyıldızı'nı yine bir filozof zekası ve inceliğini bir çocuğun kalbi, bir şairin duyarlılığı ve bir serüvencinin düşgücüyle sunuyor bizlere. Kitabın her lokması: yaşamın bir başka ucu. dünyanın bir başka kösesi...
Ayçöreği ve Denizyıldızı tam bir Sunay Akın sal deneme... Ama kitaptaki her denemenin sonunu. bir roman okuyormuşçasına merakla beklediğiniz için: yazılanlar belki bir roman. dizelere yansımış. neredeyse hiçbir gerçek kalmadığı için dünyada: belki de bir şiir tüm yazdıkları Yine de her şeyden önce, çok düşünen, merak eden, araştıran, kolay ikna olmayan bir kitap gezgininin görüp keşfettikleriyle dolu, bambaşka bir iklim bulutu bu yapıt...
Kitabı okuyup bitirdikten sonra bazı geceler Anne Frank'ın solgun şarkılarıyla uyanacaksınız uykularınızdan... Ve birlikte, ayışığında titreyen bir kumsalda bulacaksınız kendinizi... İşte o an, eğilip deniz yıldızlarını topladığını göreceksiniz "Anne Frank"ın... Sabahın ışıklarıyla, hiç beklemedikleri bir anda. onlar da yanıp kül olmasınlar diye. -Yeşim Saygın Armutak (Arka kapaktan)
Peki. hiç yediniz mi onun bu sihirli ayçöreklerinden? Eğer kocaman bir parça ısıracak olursanız. kendinizi bir anda. Küçücük ışıklardan oluşmuş bir gemide bulabilirsiniz: minareler arasında uyuyan bir mahyaya yelken açmış... Belki de birdenbire duyuverirsiniz tulumbacıların o alevlenen şarkılarını: cariyelerin aklına başından alan... Ya da bir tarlanın başucundan. koşarak geliverir yanınıza bir korkuluk -emeğin bu en eski koruyucularından sevimli ve cesur varlık ve onunla elele gidersiniz miting alanlarına. yine kucaklamaya: sevgiyi. Alınterini kardeşliği... Korkmayın sakın. başınızın üzerinden ansızın uçuverirse bir cadı: kaçmaktadır belki o da yakılmaktan...
Sunay Akın Ayçöreği ve Denizyıldızı'nı yine bir filozof zekası ve inceliğini bir çocuğun kalbi, bir şairin duyarlılığı ve bir serüvencinin düşgücüyle sunuyor bizlere. Kitabın her lokması: yaşamın bir başka ucu. dünyanın bir başka kösesi...
Ayçöreği ve Denizyıldızı tam bir Sunay Akın sal deneme... Ama kitaptaki her denemenin sonunu. bir roman okuyormuşçasına merakla beklediğiniz için: yazılanlar belki bir roman. dizelere yansımış. neredeyse hiçbir gerçek kalmadığı için dünyada: belki de bir şiir tüm yazdıkları Yine de her şeyden önce, çok düşünen, merak eden, araştıran, kolay ikna olmayan bir kitap gezgininin görüp keşfettikleriyle dolu, bambaşka bir iklim bulutu bu yapıt...
Kitabı okuyup bitirdikten sonra bazı geceler Anne Frank'ın solgun şarkılarıyla uyanacaksınız uykularınızdan... Ve birlikte, ayışığında titreyen bir kumsalda bulacaksınız kendinizi... İşte o an, eğilip deniz yıldızlarını topladığını göreceksiniz "Anne Frank"ın... Sabahın ışıklarıyla, hiç beklemedikleri bir anda. onlar da yanıp kül olmasınlar diye. -Yeşim Saygın Armutak (Arka kapaktan)