^#smrgSAHAF Ayyaşlar -

Bir meyhanede pencere yanında oturan bir adam, yüzünü cama yapıştırarak, yağmurlu gecede dışarısını görmeğe çalışıyordu. Bu yağmurda ancak biraz ötesini görebiliyordu. Biraz ötesi de bir kaldırım parçasıyla bir yol parçasıydı. Arasıra oradan koşar adımlarla geçen insanlar, geçip giden vasıtalar da görüyordu. Önündekile-ri unutmuştu. Önündekiler, dolu bir içki şişesiyle boş bir bardaktı. Öteden yalpalayarak gelen, yağmurluğuna sarınmış birisi duralayarak, bulanık bakışlı gözlerini camın arkasındaki o pırıltılı bir çift şeye dikti. Dışarıdaki adamın gözlerinde bir sevinç görününce, pırıl pırıl gözler onları yeni görmüş gibi şaşarak baktılar. O zaman dışarıdaki gözler, pırıltılı bir çift şeyin derinliklerine girmek istercesine yaklaştılar. Aynı anda çirkin bir ağız gülmeğe başladı. Bu gülüşe cama yapışmış ağız daha çirkin bir gülüşle karşılık verdi. Yalnız o gözler hâlâ pırıltılıydı... (Kitaptan)