1199103756
489545
https://www.simurgkitabevi.com/baba-ve-ogul-efsanevi-yasamlari
Baba ve Oğul: Efsanevi Yaşamları - #smrgSAHAF
0.00
Zeytun, Şar, Hacın, Feke, Kozan, Misis, Osmaniye, Kadirli Hattında Düşmanla Savaşan Göksunlu Kuva-i Milliye Mücahiti Baba ve Oğul Efsanevi Yaşamları
1935'te ben yedi yaşındayım. O yıllarda dedemin iki yüze yakın arı kovanı vardı. Oturduğumuz köyün coğrafyası arıların yaşamasına ve bol miktarda bal vermesine çok elverişliydi. Dedem mert olduğu kadar çok da cömertti. Gözü gibi baktığı arılardan aldığı balın bir kilosunu bile para ile satmazdı. Kaplara, kovalara sığmayan bu bal nasıl tüketilecekti o halde? Elbette ki dağıtılarak, yoldan gelip geçene ikram edilerek. Çevre köylerin yolu bizim köyden geçerdi o zamanlar. Kasabaya giderken bizim köyden geçen yolcuları çevirir, onlara bal ikram ederdi dedem. Çoğu zaman yola bekçi bırakırdı bizi. Yoldan geçen birini görürsek, ona kendisini Mustafa'nın çağırdığını söylememizi tembihlerdi.
1935'te ben yedi yaşındayım. O yıllarda dedemin iki yüze yakın arı kovanı vardı. Oturduğumuz köyün coğrafyası arıların yaşamasına ve bol miktarda bal vermesine çok elverişliydi. Dedem mert olduğu kadar çok da cömertti. Gözü gibi baktığı arılardan aldığı balın bir kilosunu bile para ile satmazdı. Kaplara, kovalara sığmayan bu bal nasıl tüketilecekti o halde? Elbette ki dağıtılarak, yoldan gelip geçene ikram edilerek. Çevre köylerin yolu bizim köyden geçerdi o zamanlar. Kasabaya giderken bizim köyden geçen yolcuları çevirir, onlara bal ikram ederdi dedem. Çoğu zaman yola bekçi bırakırdı bizi. Yoldan geçen birini görürsek, ona kendisini Mustafa'nın çağırdığını söylememizi tembihlerdi.
Dedemin ve babamın mezarları şimdi bu köyde bulunuyor. Mezartaşlarında ise şu dizeler yazmakta: “Kuva-i Milliye Mücahitlerinden Kara Mustafa Oğlu Hacı Uçkaç”. Ben onların bir evladı olarak mezar taşlarıyla değil, mezarın içinde yatanların onurlu geçmişleri ile iftihar etmekteyim. (Önsözden)
Zeytun, Şar, Hacın, Feke, Kozan, Misis, Osmaniye, Kadirli Hattında Düşmanla Savaşan Göksunlu Kuva-i Milliye Mücahiti Baba ve Oğul Efsanevi Yaşamları
1935'te ben yedi yaşındayım. O yıllarda dedemin iki yüze yakın arı kovanı vardı. Oturduğumuz köyün coğrafyası arıların yaşamasına ve bol miktarda bal vermesine çok elverişliydi. Dedem mert olduğu kadar çok da cömertti. Gözü gibi baktığı arılardan aldığı balın bir kilosunu bile para ile satmazdı. Kaplara, kovalara sığmayan bu bal nasıl tüketilecekti o halde? Elbette ki dağıtılarak, yoldan gelip geçene ikram edilerek. Çevre köylerin yolu bizim köyden geçerdi o zamanlar. Kasabaya giderken bizim köyden geçen yolcuları çevirir, onlara bal ikram ederdi dedem. Çoğu zaman yola bekçi bırakırdı bizi. Yoldan geçen birini görürsek, ona kendisini Mustafa'nın çağırdığını söylememizi tembihlerdi.
1935'te ben yedi yaşındayım. O yıllarda dedemin iki yüze yakın arı kovanı vardı. Oturduğumuz köyün coğrafyası arıların yaşamasına ve bol miktarda bal vermesine çok elverişliydi. Dedem mert olduğu kadar çok da cömertti. Gözü gibi baktığı arılardan aldığı balın bir kilosunu bile para ile satmazdı. Kaplara, kovalara sığmayan bu bal nasıl tüketilecekti o halde? Elbette ki dağıtılarak, yoldan gelip geçene ikram edilerek. Çevre köylerin yolu bizim köyden geçerdi o zamanlar. Kasabaya giderken bizim köyden geçen yolcuları çevirir, onlara bal ikram ederdi dedem. Çoğu zaman yola bekçi bırakırdı bizi. Yoldan geçen birini görürsek, ona kendisini Mustafa'nın çağırdığını söylememizi tembihlerdi.
Dedemin ve babamın mezarları şimdi bu köyde bulunuyor. Mezartaşlarında ise şu dizeler yazmakta: “Kuva-i Milliye Mücahitlerinden Kara Mustafa Oğlu Hacı Uçkaç”. Ben onların bir evladı olarak mezar taşlarıyla değil, mezarın içinde yatanların onurlu geçmişleri ile iftihar etmekteyim. (Önsözden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.