Voltaire, hemen hemen tüm öykülerinde, Bin Bir Gece Masalları'nın ve Antik Çağ'ın coğrafyasını kullanır; ne ki, okur, Babil'in Paris, Brahmanlar'ın ya da Druidler'in ise Roma Kilisesi'nin rahipleri olduğunu fark etmekte gecikmez. Babil Prensesi başlangıçta bu hoş geleneği sürdürür; öykü ilerledikçe, iki aşık, Avrupa krallıklarını dolaşırlar; İngiltere, Almanya ya da Galya, iki farklı zaman düzleminde varlıkların sürdürürler: tarihin ilk zamanlarında ve Voltaire'in yaşadığı dönemde. Bu iki düzlem, geçmişte, tekboynuzların ve büyülü kuşların var ettiği tek bir görkemde birbirine karışır. Bu seçkide yer alan diğer öykülerde, Voltaire, taraf tutmayan alaycı bir izleyici gibi olayları dışarıdan yönetir, sanki düş gördüğünü biliyormuş ve neşe ya da acıma duygusuyla düşlemeye devam etmeye razı oluyormuş gibi kendisini ihtiraslı çalkantılara bırakır.
Voltaire, hemen hemen tüm öykülerinde, Bin Bir Gece Masalları'nın ve Antik Çağ'ın coğrafyasını kullanır; ne ki, okur, Babil'in Paris, Brahmanlar'ın ya da Druidler'in ise Roma Kilisesi'nin rahipleri olduğunu fark etmekte gecikmez. Babil Prensesi başlangıçta bu hoş geleneği sürdürür; öykü ilerledikçe, iki aşık, Avrupa krallıklarını dolaşırlar; İngiltere, Almanya ya da Galya, iki farklı zaman düzleminde varlıkların sürdürürler: tarihin ilk zamanlarında ve Voltaire'in yaşadığı dönemde. Bu iki düzlem, geçmişte, tekboynuzların ve büyülü kuşların var ettiği tek bir görkemde birbirine karışır. Bu seçkide yer alan diğer öykülerde, Voltaire, taraf tutmayan alaycı bir izleyici gibi olayları dışarıdan yönetir, sanki düş gördüğünü biliyormuş ve neşe ya da acıma duygusuyla düşlemeye devam etmeye razı oluyormuş gibi kendisini ihtiraslı çalkantılara bırakır.