"Bir sudoku bulmacası, başlarken hakkında hiçbir şey bilinmeyen, ama aslında kendi sonunu içinde üzerinde taşıyan yarı kapalı bir sistemdi. Yarı kapalıydı, çünkü onu çözenin yöntemiyle varoluşunda bir farklılık oluşmuyordu ama, varoluş yönteminde, rakamların yazılış sırası ve saptanma şekilleri yüzünden mutlaka bir farklılık oluyordu. Ve bir süredir, bu farklılık, o farkı yaratanlardan bazılarının ölümüne neden oluyordu; nedense bu farklılığın ölüme neden olmasını isteyen birileri vardı."
Romanın anlatıcısı, sudoku uzmanı bir kadın. Şehirde sudoku çözerken ölenlerin sayısı artınca polis onun bilgisine başvuruyor. Bana Baktığın Gibi Bakma, okudukça insanı içine çeken, tertemiz bir Türkçeyle yazılmış, sürükleyici bir roman. Okurun özellikle öyküleriyle hatırlayacağı Nurdan Beşergil'in yayımlanan ilk romanı. Başka polisiyelerin tersine, Bana Baktığın Gibi Bakma, olayların çözümlenmesine değil aşka odaklanmış bir hikâye anlatıyor.
"Bir sudoku bulmacası, başlarken hakkında hiçbir şey bilinmeyen, ama aslında kendi sonunu içinde üzerinde taşıyan yarı kapalı bir sistemdi. Yarı kapalıydı, çünkü onu çözenin yöntemiyle varoluşunda bir farklılık oluşmuyordu ama, varoluş yönteminde, rakamların yazılış sırası ve saptanma şekilleri yüzünden mutlaka bir farklılık oluyordu. Ve bir süredir, bu farklılık, o farkı yaratanlardan bazılarının ölümüne neden oluyordu; nedense bu farklılığın ölüme neden olmasını isteyen birileri vardı."
Romanın anlatıcısı, sudoku uzmanı bir kadın. Şehirde sudoku çözerken ölenlerin sayısı artınca polis onun bilgisine başvuruyor. Bana Baktığın Gibi Bakma, okudukça insanı içine çeken, tertemiz bir Türkçeyle yazılmış, sürükleyici bir roman. Okurun özellikle öyküleriyle hatırlayacağı Nurdan Beşergil'in yayımlanan ilk romanı. Başka polisiyelerin tersine, Bana Baktığın Gibi Bakma, olayların çözümlenmesine değil aşka odaklanmış bir hikâye anlatıyor.