Bir kere, bir roman: "Ütopya" dediğimiz ulaşılmaz şeyin bal gibi ulaşılabilir, gerçekleştirilebilir olduğunun romanı. İstanbul gibi zıvanadan çoktan çıkmış bir metropolün; dürüstlü, adalet ve hukuku elden bırakmadan bal gibi yönetilebileceğini, yönetildiğini anlatıyor bu roman.
İkinci olarak, bir öykü: Böyle bir şeye cüret eden bir adamın burnundan her şeyin nasıl fitil fitil getirildiğinin öyküsü. Dürüstlükten, adaletten ve hukuktan ayrılmamak yüzünden bir İstanbul belediye başkanının bir yanda kendi partisi, diğer yandan 12 Eylül yönetimi tarafından nasıl parçalanmak istendiğini anlatıyor bu öykü.
Bir üçüncü niteliğini istiyorsanız bu kitabın, onu da söyleyebilirim: O dürüstlük, adalet ve hukuk adamının kendini parçalatmamak için nasıl çarpıştığını anlatıyor. Kendi partisine ve 12 Eylül'deki faşizme karşı. Hiç övünmeden, yalın ve sakin... (Arka Kapaktan)
Bir kere, bir roman: "Ütopya" dediğimiz ulaşılmaz şeyin bal gibi ulaşılabilir, gerçekleştirilebilir olduğunun romanı. İstanbul gibi zıvanadan çoktan çıkmış bir metropolün; dürüstlü, adalet ve hukuku elden bırakmadan bal gibi yönetilebileceğini, yönetildiğini anlatıyor bu roman.
İkinci olarak, bir öykü: Böyle bir şeye cüret eden bir adamın burnundan her şeyin nasıl fitil fitil getirildiğinin öyküsü. Dürüstlükten, adaletten ve hukuktan ayrılmamak yüzünden bir İstanbul belediye başkanının bir yanda kendi partisi, diğer yandan 12 Eylül yönetimi tarafından nasıl parçalanmak istendiğini anlatıyor bu öykü.
Bir üçüncü niteliğini istiyorsanız bu kitabın, onu da söyleyebilirim: O dürüstlük, adalet ve hukuk adamının kendini parçalatmamak için nasıl çarpıştığını anlatıyor. Kendi partisine ve 12 Eylül'deki faşizme karşı. Hiç övünmeden, yalın ve sakin... (Arka Kapaktan)