#smrgSAHAF Benim Tek İstediğim Bir Kitap Yazmaktı - 1999

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Boyut Matbaacılık A.Ş.
Dizi Adı:
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199019317
Boyut:
12x16
Sayfa Sayısı:
144 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1999
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
30,40
Havale/EFT ile: 29,49
Stoktan teslim
1199019317
405419
Benim Tek İstediğim Bir Kitap Yazmaktı -        1999
Benim Tek İstediğim Bir Kitap Yazmaktı - 1999 #smrgSAHAF
30.40
Gerçekte, Dudu'ya anayasal bir suç işlenmişti... Anayasamızın 42. Maddesine göre, Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamazdı, güya... Ailesi Dudu'yu okula göndermemişti... Ne yazık ki köyde hiç kimse anayasanın 42. Maddesini hatırlamamış, ailesine Dudu'yu eğitim ve öğretim hakkından niye yoksun bıraktıklarını sormamıştı bile...

40 yaşına dek okuma yazma bilmemenin utancıyla yaşadı Dudu Akpınar... Bu utançtan kurtulabilmenin tek yolu, öğrenme arzusunu çevresine dayatmaktan geçiyordu... Bu büyük bir uğraştı... Sonunda, öğrenmenin yaşı yoktur deyimini haklı çıkardı... Yazmanın da...

Dudu Akpınar bir süre yanımızda çalıştı... Birlikte yediğimiz kahvaltı ve yemeklerde, işe gelirken başından geçenleri anlatmaya bayılıyordu... Haftada bir yarım gün kursa gidiyordu.. Öğrenmeye büyük arzusu olduğunu görerek sadece ödevleriyle ilgilenmekle kalmadım, okumasını öğrendiği Türkçenin temel özelliklerini tanıtmaya çalıştım... Beni gazeteye yazılarımı hazırlarken gözlemledi uzun süre... Yazmanın nasıl ince ve çetin bir uğraş olduğunu izledi... O da yazılar getirmeye başladı... Teşvik edilmeliydi... Hayatının 'ilk'lerini yazmaya başladı, önerim üzerine... Her gece evinde bir 'ilk'yazıp ertesi sabah getiriyordu... Ben düzeltiyordum, tekrar yazıp getirmesini istiyordum... Tekrar, tekrar, tekrar... Yazmanın öğrenmek olduğunu kavramıştı... Yazdıklarında kendine has bir mizah vardı hoşuma giden... İçinde birikmiş eleştirileri dile getirmek istiyordu teker teker... Anlatmayı seven bir kişi olarak, yazmak onun aradığı bir ortam haline dönüştü... Birer küçük sosyolojik öykü haline geldi her yazdığı... Ne demekti 'ilk'ler?

Gerçekte, Dudu'ya anayasal bir suç işlenmişti... Anayasamızın 42. Maddesine göre, Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamazdı, güya... Ailesi Dudu'yu okula göndermemişti... Ne yazık ki köyde hiç kimse anayasanın 42. Maddesini hatırlamamış, ailesine Dudu'yu eğitim ve öğretim hakkından niye yoksun bıraktıklarını sormamıştı bile...

40 yaşına dek okuma yazma bilmemenin utancıyla yaşadı Dudu Akpınar... Bu utançtan kurtulabilmenin tek yolu, öğrenme arzusunu çevresine dayatmaktan geçiyordu... Bu büyük bir uğraştı... Sonunda, öğrenmenin yaşı yoktur deyimini haklı çıkardı... Yazmanın da...

Dudu Akpınar bir süre yanımızda çalıştı... Birlikte yediğimiz kahvaltı ve yemeklerde, işe gelirken başından geçenleri anlatmaya bayılıyordu... Haftada bir yarım gün kursa gidiyordu.. Öğrenmeye büyük arzusu olduğunu görerek sadece ödevleriyle ilgilenmekle kalmadım, okumasını öğrendiği Türkçenin temel özelliklerini tanıtmaya çalıştım... Beni gazeteye yazılarımı hazırlarken gözlemledi uzun süre... Yazmanın nasıl ince ve çetin bir uğraş olduğunu izledi... O da yazılar getirmeye başladı... Teşvik edilmeliydi... Hayatının 'ilk'lerini yazmaya başladı, önerim üzerine... Her gece evinde bir 'ilk'yazıp ertesi sabah getiriyordu... Ben düzeltiyordum, tekrar yazıp getirmesini istiyordum... Tekrar, tekrar, tekrar... Yazmanın öğrenmek olduğunu kavramıştı... Yazdıklarında kendine has bir mizah vardı hoşuma giden... İçinde birikmiş eleştirileri dile getirmek istiyordu teker teker... Anlatmayı seven bir kişi olarak, yazmak onun aradığı bir ortam haline dönüştü... Birer küçük sosyolojik öykü haline geldi her yazdığı... Ne demekti 'ilk'ler?

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat