Mevlana'ya sorarlar: “O kadar okur, o kadar yazarsın, peki ne bilirsin?” Mevlana bu soruya asırlık bir yanıt verir: “Haddimi bilirim!” Haddini bilmek, özellikle içinde bulunduğumuz kültürün bakış açısıyla yaklaştığımızda kulağa ne kadar da korkutucu geliyor değil mi? Oysa biraz kritik edildiğinde ardındaki mana daha net ortaya çıkmakta. Haddini bilmek… Güçlü ve zayıf yönlerimizi bilerek ve kendimizi sevgiyle kabul ederek… Sınırlarımızı zorlayıp potansiyelimize ulaşarak, neyi başarıp neyi başaramayacağımızın farkına vararak.
İnsan, varoluşundan itibaren öncelikle kendisini sonra da başkalarını tanımaya ve anlamaya çalışır. Hayatın en heyecan verici, belki de en zorlu macerası olan “kendini bilmek” bizi psikolojideki en eski ama bir o kadar da güncel olan “Benlik” kavramına götürür.
Psikolojideki farklı kuram ve yaklaşımlara göre benlik kavramının detaylı olarak ele alındığı bu kitapta, alan yazında çalışılan bazı benlik kavramlarına yer verilerek, bu kavramların iş hayatı ve öznel mutluluk üzerine etkileri tartışılmıştır.
Her bir kuramın ve yaklaşımın insan doğasına olan farklı bakış açıları, benlik algıları özelinde karşılaştırılıp kritik edilerek nihayetinde bir senteze ulaşılmaya çalışılmıştır. Kitabın sonunda bireyin mutluluğu üzerinde çok büyük etkisi olan pozitif benlik kavramına da değinilmiş ve pozitif bir benlik algısına sahip olabilmek adına alan yazın çerçevesinde birtakım önerilere yer verilmiştir.