“Koğuşlardaki insanların bütün dikkatleri bize yönelmişti. Aynen filmlerde gördüğümüz gibi, yeni mahkumların koğuşlarına yerleştirilişini, bu kez bizzat yaşıyorduk.
Koğuşumuza bizimle birkte Franklin Tutukevi'nden nakledilen iki Meksikalı ve daha sonra bize yolda katılan bir Hindistanlı da gelmiştir. Arkadaşım bu Hindistanlı ile aynı odaya düşerken ben farklı bir Meksikalı ile kalacaktım. Odalarımazı yerleştikten sonra rahatlamak ve alışmak için koğuşa çıkarak etrafı incelemeye başladık. Bu sırada bizi inceden inceye süzen, kıdemli olduğu hareketlerinden belli olan bir mahkum, ‘Korkuyor musunuz?' diye sordu. Halimizden, hareketlerimizden sezmiş olmalı. Ya da her yeni gelenin koktuğundan adı gibi emindi...” (Arka Kapaktan)
“Koğuşlardaki insanların bütün dikkatleri bize yönelmişti. Aynen filmlerde gördüğümüz gibi, yeni mahkumların koğuşlarına yerleştirilişini, bu kez bizzat yaşıyorduk.
Koğuşumuza bizimle birkte Franklin Tutukevi'nden nakledilen iki Meksikalı ve daha sonra bize yolda katılan bir Hindistanlı da gelmiştir. Arkadaşım bu Hindistanlı ile aynı odaya düşerken ben farklı bir Meksikalı ile kalacaktım. Odalarımazı yerleştikten sonra rahatlamak ve alışmak için koğuşa çıkarak etrafı incelemeye başladık. Bu sırada bizi inceden inceye süzen, kıdemli olduğu hareketlerinden belli olan bir mahkum, ‘Korkuyor musunuz?' diye sordu. Halimizden, hareketlerimizden sezmiş olmalı. Ya da her yeni gelenin koktuğundan adı gibi emindi...” (Arka Kapaktan)