Hiçbir ad, Bizans'ınki kadar itibara ve üne sahip olamamıştır; muazzam ve karmakarışık faciaların birbiri ardınca daha göz alıcı bir akışını hayallerde canlandıracak bir başka ad bulunamaz.
Konstantin, adını taşıyan şehrin dünyanın gözlerini kamaştırmasını istemişti. Bunu gururunun, dehasının, hayallerinin ölçüsünde gerçekleştirmişti ama onu dünyanın hayranlığına bir efsane konusu yaparken, bu parlak madalyonun öbür yüzünün kaderini de tayin etmekteydi. Hayranlık hırs haline geliyor ve onu bin yıl boyunca, bütün milletlerde vahşi bir ele geçirme arzusu uyandıran av haline getiriyordu.
Bizans için felaket olan ve imparatorun esir düşmesi ile sonuçlanan Malazgirt Meydan Savaşı, İmparatorluğun hayatında bir dönüm noktası oluşturan tarihlerden biridir; en zengin ve en güçlü Anadolu eyaletleri bundan böyle Türklere ait olmaktaydı.
Kuşatmanın yaklaştığının ve bütün umutların ortadan kalkmış bulunduğunun bilindiği sırada, halk son bir dini çırpınışla sarsılmıştı. Romalı bir kardinal, İsidore gelerek Ayasofya'da birleşme şerefine resmi bir ayin yapmıştı. Bu olay, İstanbul'un ya Türk ya da Roma boyunduruğuna girmeye mahkum olduğunu gören Ortodoksları çileden çıkardı ve onlarda Türkleri tercih ettiler. 29 Mayıs 1453'te İstanbul düştü ve Osmanlı İmparatorluğu Bizans'ın mirasını devralarak, Doğu Roma İmparatorluğunun yönünü batıya çevirdi. (Arka kapaktan)
Hiçbir ad, Bizans'ınki kadar itibara ve üne sahip olamamıştır; muazzam ve karmakarışık faciaların birbiri ardınca daha göz alıcı bir akışını hayallerde canlandıracak bir başka ad bulunamaz.
Konstantin, adını taşıyan şehrin dünyanın gözlerini kamaştırmasını istemişti. Bunu gururunun, dehasının, hayallerinin ölçüsünde gerçekleştirmişti ama onu dünyanın hayranlığına bir efsane konusu yaparken, bu parlak madalyonun öbür yüzünün kaderini de tayin etmekteydi. Hayranlık hırs haline geliyor ve onu bin yıl boyunca, bütün milletlerde vahşi bir ele geçirme arzusu uyandıran av haline getiriyordu.
Bizans için felaket olan ve imparatorun esir düşmesi ile sonuçlanan Malazgirt Meydan Savaşı, İmparatorluğun hayatında bir dönüm noktası oluşturan tarihlerden biridir; en zengin ve en güçlü Anadolu eyaletleri bundan böyle Türklere ait olmaktaydı.
Kuşatmanın yaklaştığının ve bütün umutların ortadan kalkmış bulunduğunun bilindiği sırada, halk son bir dini çırpınışla sarsılmıştı. Romalı bir kardinal, İsidore gelerek Ayasofya'da birleşme şerefine resmi bir ayin yapmıştı. Bu olay, İstanbul'un ya Türk ya da Roma boyunduruğuna girmeye mahkum olduğunu gören Ortodoksları çileden çıkardı ve onlarda Türkleri tercih ettiler. 29 Mayıs 1453'te İstanbul düştü ve Osmanlı İmparatorluğu Bizans'ın mirasını devralarak, Doğu Roma İmparatorluğunun yönünü batıya çevirdi. (Arka kapaktan)