Nümayişler'in ressamından aykırı ve tedirgin bir kopuş manifestosu. (arka kapaktan)
“Kafaları koşullandırma günümüzde o dereceye vardı ki, Racine'in bir trajedisine ya da Raffaello'nun bir tablosuna pek değer vermediğini itiraf eden bir kişiye rastlamak son derece nadir bir olay. Aydınlar arasında da, tıpkı Ötekiler arasında olduğu gibi. Hatta bu mitsel değerlerin en militan savunucularının bu Ötekiler arasından, Racine'den tek satır okumamış ve Raffaello'nun bir tablosunu bile görmemiş insanlar arasından çıkması da dikkat çekicidir. Bazı durumlarda aydınlar bu değerleri sorgulamaya daha hazır olabilirlerdi, fakat, mitlerin saygınlık düzeyi bir kez düştü mü kendi yetkelerinin de tutunamayacağından korkarak, buna cesaret edemiyorlar. Sahrekât oluyorlar ve bunu kendilerinden saklamak için kendi kendilen'ne hile yapıyorlar, aslında pek de meraklısı olmadıkları böyle eskimiş klasik eserler karşısında büyük heyecan duyduklarına kendilerini inandırmaya çalışıyorlar. Buna çabalaya çabalaya, sonunda iyi kötü bu heyecanı yakalamayı başarıyorlar ya da bunu yaptıklarına kendilerini inandırmayı...”
Nümayişler'in ressamından aykırı ve tedirgin bir kopuş manifestosu. (arka kapaktan)
“Kafaları koşullandırma günümüzde o dereceye vardı ki, Racine'in bir trajedisine ya da Raffaello'nun bir tablosuna pek değer vermediğini itiraf eden bir kişiye rastlamak son derece nadir bir olay. Aydınlar arasında da, tıpkı Ötekiler arasında olduğu gibi. Hatta bu mitsel değerlerin en militan savunucularının bu Ötekiler arasından, Racine'den tek satır okumamış ve Raffaello'nun bir tablosunu bile görmemiş insanlar arasından çıkması da dikkat çekicidir. Bazı durumlarda aydınlar bu değerleri sorgulamaya daha hazır olabilirlerdi, fakat, mitlerin saygınlık düzeyi bir kez düştü mü kendi yetkelerinin de tutunamayacağından korkarak, buna cesaret edemiyorlar. Sahrekât oluyorlar ve bunu kendilerinden saklamak için kendi kendilen'ne hile yapıyorlar, aslında pek de meraklısı olmadıkları böyle eskimiş klasik eserler karşısında büyük heyecan duyduklarına kendilerini inandırmaya çalışıyorlar. Buna çabalaya çabalaya, sonunda iyi kötü bu heyecanı yakalamayı başarıyorlar ya da bunu yaptıklarına kendilerini inandırmayı...”