Sıksık sorarlar.
-Nasıl bu kadar yazabiliyorsun?
Derler ki, kimi sanatçıların esin perileri varmış da, bu periler onların ruhuna sanatı üflemiş.
Esin perisi denilince gözünün önüne altı balık, üstü kız olan denizkızı gibi bir havakızı geliyor; altı kuş, üstü sırma saçlı bir dünya güzeli. Yarısı kuş, yarısı kızdan bu esin perisi, omuzunda tünediği sanatçının kulağına fısıl da fısıl bişeyler fısıldıyor. Deyin ki kopya veriyor.
Esin perim yok ama benim de esin cinim, esin cadım, esin devanam var. Benimkilerin yarısı kuş, yarısı kız değil, olsa olsa onda biri insan da geri yanı canavar. Omuzuma tünememiş, sırtıma binmiş, ben altta iki büklüm, kanter içinde, yorgun bitkin... Hem benim esin cinim, esin cadım bir tane değil, sürü sürü... İkisi inse, üçü biniyor sırtıma.
(Kitabın Girişinden)
Sıksık sorarlar.
-Nasıl bu kadar yazabiliyorsun?
Derler ki, kimi sanatçıların esin perileri varmış da, bu periler onların ruhuna sanatı üflemiş.
Esin perisi denilince gözünün önüne altı balık, üstü kız olan denizkızı gibi bir havakızı geliyor; altı kuş, üstü sırma saçlı bir dünya güzeli. Yarısı kuş, yarısı kızdan bu esin perisi, omuzunda tünediği sanatçının kulağına fısıl da fısıl bişeyler fısıldıyor. Deyin ki kopya veriyor.
Esin perim yok ama benim de esin cinim, esin cadım, esin devanam var. Benimkilerin yarısı kuş, yarısı kız değil, olsa olsa onda biri insan da geri yanı canavar. Omuzuma tünememiş, sırtıma binmiş, ben altta iki büklüm, kanter içinde, yorgun bitkin... Hem benim esin cinim, esin cadım bir tane değil, sürü sürü... İkisi inse, üçü biniyor sırtıma.
(Kitabın Girişinden)