#smrgKİTABEVİ Budapeşte 1900 - 2000 - 2004

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Boyut Matbaacılık
Dizi Adı:
Mimarlık ve Kent Dizisi 16
Stok Kodu:
1199053457
Boyut:
12x22
Sayfa Sayısı:
84 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199053457
439451
Budapeşte 1900 - 2000 -        2004
Budapeşte 1900 - 2000 - 2004 #smrgKİTABEVİ
0.00
BUDAPEŞTE 1900-2000 20. yüzyıl başlarken, ülkede yükselmekte olan ulusalcı akım mimarlıktaki ilk yansımalarını Budapeşte'de üretti. Macarlar'ın Hint-Avrupa ailesinden olmayan bir dil konuşmaları, ulusalcı ideolojiye kendi özgül çeşnisini katacaktı. Bu çeşninin var ettiği morfoloji, Macarlar'ın kendilerini nereye ait olarak düşünecekleri konusunda ne denli kararsız olduklarını da mükemmel olarak ortaya koyuyordu. Ülke ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyordu ve Macarlar bu bağlamda Avrupa'nın en sorunlu toplumu gibi gözüküyorlardı. Birinci Dünya Savaşı'nın yenilgiyle sonuçlanışı, Macaristan'ın da bağımsız bir ülke olarak yeniden doğuşunu sağladı. Öte yandan da, ulusalcı komplekslerin azalması Macarlar'ı daha rahat bir gönülle özellikle Almanca konuşan ülkelerde tırmanan avangart sanat ve mimarlık hareketlerine katılabilir kılacaktı. Dolayısıyla, Macarlar sadece kendi özgül Modern çizgilerini oluşturmakla kalmadılar, özellikle Almanya'daki Modernizm'e de kapsamlı katkı sağladılar. Marcel Breuer, Moholy-Nagy, Farkas Molnar Bauhaus'a öğrenim görmeye ve ders vermeye gittiler ve önemli öncü kişilikler oldular. Farkas Molnar hariç, öncülerin çoğu ülkelerine dönmeyecek ve dünya sahnesinin yıldızları olacaklardı. Macaristan İkinci Dünya Savaşı'ndan en çok zarar gören ülkelerden biri oldu. Sovyet işgali ve yeni komünist rejimin kuruluşu ülkenin yönelimlerini radikal biçimde başkalaştırdı. O tarihten 1980'lere dek ülke yaratıcı enerjisini büyük oranda tüketmiş gözüküyordu. Durumun değişmesi önce Imre Makovecz'in başını çektiği ilginç bir mimari hareketle başlayacak, ardından da ülke Avrupa ve gelişmiş dünya trendleriyle yakından bağlantılı bir çoğulluğu üretecekti.
BUDAPEŞTE 1900-2000 20. yüzyıl başlarken, ülkede yükselmekte olan ulusalcı akım mimarlıktaki ilk yansımalarını Budapeşte'de üretti. Macarlar'ın Hint-Avrupa ailesinden olmayan bir dil konuşmaları, ulusalcı ideolojiye kendi özgül çeşnisini katacaktı. Bu çeşninin var ettiği morfoloji, Macarlar'ın kendilerini nereye ait olarak düşünecekleri konusunda ne denli kararsız olduklarını da mükemmel olarak ortaya koyuyordu. Ülke ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyordu ve Macarlar bu bağlamda Avrupa'nın en sorunlu toplumu gibi gözüküyorlardı. Birinci Dünya Savaşı'nın yenilgiyle sonuçlanışı, Macaristan'ın da bağımsız bir ülke olarak yeniden doğuşunu sağladı. Öte yandan da, ulusalcı komplekslerin azalması Macarlar'ı daha rahat bir gönülle özellikle Almanca konuşan ülkelerde tırmanan avangart sanat ve mimarlık hareketlerine katılabilir kılacaktı. Dolayısıyla, Macarlar sadece kendi özgül Modern çizgilerini oluşturmakla kalmadılar, özellikle Almanya'daki Modernizm'e de kapsamlı katkı sağladılar. Marcel Breuer, Moholy-Nagy, Farkas Molnar Bauhaus'a öğrenim görmeye ve ders vermeye gittiler ve önemli öncü kişilikler oldular. Farkas Molnar hariç, öncülerin çoğu ülkelerine dönmeyecek ve dünya sahnesinin yıldızları olacaklardı. Macaristan İkinci Dünya Savaşı'ndan en çok zarar gören ülkelerden biri oldu. Sovyet işgali ve yeni komünist rejimin kuruluşu ülkenin yönelimlerini radikal biçimde başkalaştırdı. O tarihten 1980'lere dek ülke yaratıcı enerjisini büyük oranda tüketmiş gözüküyordu. Durumun değişmesi önce Imre Makovecz'in başını çektiği ilginç bir mimari hareketle başlayacak, ardından da ülke Avrupa ve gelişmiş dünya trendleriyle yakından bağlantılı bir çoğulluğu üretecekti.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat