"Medyanın İç Savaşı-Büyük Cumhuriyet Polemiği" neden yazıldı? Bu kitaba yer vermeyen gazete, kitabın adını anmayan televizyon kalmadı Türkiye'de. AB ile 3 Kasım görüşmelerine ne kadar yer verdiyse Türk medyası, neredeyse bu kitaba da aynı hakkı tanıdı. Kitapta Hasan Cemal'in betimlemelerinden kurtulanların bıyık altından güldüğünü, kurtulamayanların ise hayli öfkeli göründüğünü bizzat yaşadım. Nerede üç gazeteci bir araya gelse 'Hasan'ın kitabını okudun mu?" diye birbirine soruyor ve yorumlar başlıyordu. Yayın saati bekleyen gazeteci konuklarla yaptığımız en keyifli sohbetleri bu kitap oluşturuyordu. Hasan Cemal'in genel yayın müdürlüğüne oturduğu günlerde ilkokul birinci sınıf talebesi, ayrıldığı günlerde ise aklı fikri üniversite sınavında olan ben, gazetecilikteki 11. yılımda medyanın bir kitabı bu kadar irdelediğine ilk kez tanık oldum. 2005 Aralık'ında sabahtan Habertürk Tv'deki odama gelip gazeteleri açtığımda karşıma hep Hasan Cemal ve kitabı çıktı. O zaman karar verdim; Bu kitabın, kitabını yazmaya. 2006'nın Nisan ayında dahi hâlâ gazetelerde kitapla ilgili bazı yazıları gördüm.
Fikrimi açtığım herkesten, "Çok güzel olur," yanıtı aldım. Cesaretlendim. Bu büyük tartışmaya benim bizzat katkım, kitabın kahramanlarından Emine Uşaklıgil'i konuşturmamda. Kitabın büyük bölümünde adı geçen Uşaklıgil ilk kez konuyla ilgili konuştu. Benim yaptığım bir derlemedir, kimi bölümlerde ise bazı açıklamalarda ve anlatımlarda bulundum. Böylece tartışmaların gerçek boyutlarını da gözler önüne sermeyi amaçladım. Aslında bu tip bir derlemeyi yıllar önce Hasan Cemal de düşünmüş. Bunu da kitabı okuduğumda öğrendim. Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi'nin oğlu Nadir Nadi'nin vefatının ardından İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Ali Sirrnen, Hikmet Çetinkaya, Oktay Akbal gibi yazarların gazeteden ayrılması ve bu ayrılışın nedenlerini anlattıkları günlerde şöyle diyor Hasan Cemal: "Beni yerin dibine batırmak isteyen o kadar çok demeç ve açıklama vardı ki, onlardan başlı başına bir kitap yazılabilirdi.."(Cumhuriyeti Çok Sevmiştim S. 480) Evet, bugün de tarih tekerrür etmiş gibi. Hasan Cemal, bu kez de kitabının ardından onu yerin dibine batırmak isteyen o kadar çok yazı ve demeç ile karşılaştı ki toplasan kitap olurdu. Ben de topladım. Sadece eleştirileri değil, Hasan Cemal'e destek yazılarını da topladım.
"Medyanın İç Savaşı-Büyük Cumhuriyet Polemiği" neden yazıldı? Bu kitaba yer vermeyen gazete, kitabın adını anmayan televizyon kalmadı Türkiye'de. AB ile 3 Kasım görüşmelerine ne kadar yer verdiyse Türk medyası, neredeyse bu kitaba da aynı hakkı tanıdı. Kitapta Hasan Cemal'in betimlemelerinden kurtulanların bıyık altından güldüğünü, kurtulamayanların ise hayli öfkeli göründüğünü bizzat yaşadım. Nerede üç gazeteci bir araya gelse 'Hasan'ın kitabını okudun mu?" diye birbirine soruyor ve yorumlar başlıyordu. Yayın saati bekleyen gazeteci konuklarla yaptığımız en keyifli sohbetleri bu kitap oluşturuyordu. Hasan Cemal'in genel yayın müdürlüğüne oturduğu günlerde ilkokul birinci sınıf talebesi, ayrıldığı günlerde ise aklı fikri üniversite sınavında olan ben, gazetecilikteki 11. yılımda medyanın bir kitabı bu kadar irdelediğine ilk kez tanık oldum. 2005 Aralık'ında sabahtan Habertürk Tv'deki odama gelip gazeteleri açtığımda karşıma hep Hasan Cemal ve kitabı çıktı. O zaman karar verdim; Bu kitabın, kitabını yazmaya. 2006'nın Nisan ayında dahi hâlâ gazetelerde kitapla ilgili bazı yazıları gördüm.
Fikrimi açtığım herkesten, "Çok güzel olur," yanıtı aldım. Cesaretlendim. Bu büyük tartışmaya benim bizzat katkım, kitabın kahramanlarından Emine Uşaklıgil'i konuşturmamda. Kitabın büyük bölümünde adı geçen Uşaklıgil ilk kez konuyla ilgili konuştu. Benim yaptığım bir derlemedir, kimi bölümlerde ise bazı açıklamalarda ve anlatımlarda bulundum. Böylece tartışmaların gerçek boyutlarını da gözler önüne sermeyi amaçladım. Aslında bu tip bir derlemeyi yıllar önce Hasan Cemal de düşünmüş. Bunu da kitabı okuduğumda öğrendim. Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi'nin oğlu Nadir Nadi'nin vefatının ardından İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Ali Sirrnen, Hikmet Çetinkaya, Oktay Akbal gibi yazarların gazeteden ayrılması ve bu ayrılışın nedenlerini anlattıkları günlerde şöyle diyor Hasan Cemal: "Beni yerin dibine batırmak isteyen o kadar çok demeç ve açıklama vardı ki, onlardan başlı başına bir kitap yazılabilirdi.."(Cumhuriyeti Çok Sevmiştim S. 480) Evet, bugün de tarih tekerrür etmiş gibi. Hasan Cemal, bu kez de kitabının ardından onu yerin dibine batırmak isteyen o kadar çok yazı ve demeç ile karşılaştı ki toplasan kitap olurdu. Ben de topladım. Sadece eleştirileri değil, Hasan Cemal'e destek yazılarını da topladım.