#smrgKİTABEVİ Büyük Devletlerin Balkanlara ve Balkan Savaşlarına Bakışına Dair Bir Rapor: Carnegie Vakfı Raporu 1914 CİLTLİ - 2019
Rapor'da sunulan harita ve fotoğraflar oldukça titiz bir çalışma sonrasında belirlenmiş ve konu bütünlüğüne göre raporun içerisine yerleştirilmiştir. Eserin birinci bölümünün Balkan Savaşları'nın sebeplerine ayrılması tabii ki şaşırtıcı değildir. Zira bu bölüm aslında tüm raporun ana gayesidir. Zira raporun temel çıkış noktası Avrupa için, Batı için bir vahşet sahası olan Balkan Harplerinin sebeplerinin ileride gerçekleşecek benzer bir hadisenin önüne geçebilmek için net bir şekilde ortaya konabilmesi mühim bir gereksinimdi. Bu bölümde Balkan etnografyası ve ulusçu özlemlerden, otonomi mücadelelerinden ve Balkan müttefik devletlerinden bahsedilmekte özellikle ikinci savaşta aralarında meydana gelen ayrılıklardan bahsedilmektedir. Bu bölümde Kanchev'in hazırladığı mühim istatistikî nüfus çalışmasına atıflarda da bulunulmuştur. Bu bölümün son kısmında Londra ve Bükreş Anlaşmaları sonucunda bölgesel sınır değişiklikleri ortaya konulmuş, bu sayede öncelikle savaşın maddi kazanım ve kayıpları tespit edilmiştir. Bu noktada ilk hüküm Balkan Müttefik devletlerinin istediklerini alıp alamadıklarına dair olmuştur.
İkinci bölümde yazar hadiseleri hem acı hem de sürükleyici olarak betimler. Çünkü daha ilk cümlesinde Avrupa'nın Balkan Savaşlarına bakışını oldukça kısa ve net olarak açıklar. Rapora göre Avrupalılar Balkan Savaşlarını bir kurtuluş savaşı olarak görmektedir. Balkan halklarının Türkler tarafından maruz bırakıldıkları 500 yıllık esaretten kurtulma savaşı ve bunun getirdiği isyan, yıkım, katliam…(Report, 1914: 70). Burada vurgulanan ve Balkan halklarını birer keşmekeş kaynağı gösteren en mühim aşama savaş sırasında yaşananlardır. Yani aslında raporda vurguların Balkan ülkelerinin uzun zamandır bir hesaplaşmaya çevirdikleri Türkleri sözde onlar üzerindeki baskıcı tavrı ve sonuçları değil, bu halkların Balkan Harpleri sırasında birbirlerine gösterdikleri kin ve nefrettir. Yakılan yıkılan köyler birçok kez bu yıkımın en mühim delili olarak sunulmuştur. (Report, 1914: 73). Bu yıkıma örnek olarak Dohato (Doxato) Köyü verilebilir.
Rapor'da sunulan harita ve fotoğraflar oldukça titiz bir çalışma sonrasında belirlenmiş ve konu bütünlüğüne göre raporun içerisine yerleştirilmiştir. Eserin birinci bölümünün Balkan Savaşları'nın sebeplerine ayrılması tabii ki şaşırtıcı değildir. Zira bu bölüm aslında tüm raporun ana gayesidir. Zira raporun temel çıkış noktası Avrupa için, Batı için bir vahşet sahası olan Balkan Harplerinin sebeplerinin ileride gerçekleşecek benzer bir hadisenin önüne geçebilmek için net bir şekilde ortaya konabilmesi mühim bir gereksinimdi. Bu bölümde Balkan etnografyası ve ulusçu özlemlerden, otonomi mücadelelerinden ve Balkan müttefik devletlerinden bahsedilmekte özellikle ikinci savaşta aralarında meydana gelen ayrılıklardan bahsedilmektedir. Bu bölümde Kanchev'in hazırladığı mühim istatistikî nüfus çalışmasına atıflarda da bulunulmuştur. Bu bölümün son kısmında Londra ve Bükreş Anlaşmaları sonucunda bölgesel sınır değişiklikleri ortaya konulmuş, bu sayede öncelikle savaşın maddi kazanım ve kayıpları tespit edilmiştir. Bu noktada ilk hüküm Balkan Müttefik devletlerinin istediklerini alıp alamadıklarına dair olmuştur.
İkinci bölümde yazar hadiseleri hem acı hem de sürükleyici olarak betimler. Çünkü daha ilk cümlesinde Avrupa'nın Balkan Savaşlarına bakışını oldukça kısa ve net olarak açıklar. Rapora göre Avrupalılar Balkan Savaşlarını bir kurtuluş savaşı olarak görmektedir. Balkan halklarının Türkler tarafından maruz bırakıldıkları 500 yıllık esaretten kurtulma savaşı ve bunun getirdiği isyan, yıkım, katliam…(Report, 1914: 70). Burada vurgulanan ve Balkan halklarını birer keşmekeş kaynağı gösteren en mühim aşama savaş sırasında yaşananlardır. Yani aslında raporda vurguların Balkan ülkelerinin uzun zamandır bir hesaplaşmaya çevirdikleri Türkleri sözde onlar üzerindeki baskıcı tavrı ve sonuçları değil, bu halkların Balkan Harpleri sırasında birbirlerine gösterdikleri kin ve nefrettir. Yakılan yıkılan köyler birçok kez bu yıkımın en mühim delili olarak sunulmuştur. (Report, 1914: 73). Bu yıkıma örnek olarak Dohato (Doxato) Köyü verilebilir.