#smrgKİTABEVİ Büyük Konstantin -
Büyük Konstantin'in mutlak iktidarı elde etme süreci, Roma İmparatorluğu'ndaki Hıristiyanların sayısının hızla artarak birkaç milyondan onlarca milyona ulaştığı döneme denk gelir. Elinizdeki kitap, iktidar mücadelesinin en önemli unsuru haline getirmeyi başardığı bu toplumsal enerjinin imparatoru nasıl etkilediğini ve belli bir süreç içinde onun Hıristiyan inancına dönmesini nasıl sağladığını anlatıyor. Sonuçta Konstantin, 324 yılında Roma İmparatorluğu'nun tek hâkimi ve ilk Hıristiyan imparatoru olmuştur.
Büyük Konstantin, bugünkü İstanbul'un kurucusudur. Bu şehir on beş asır boyunca onun adıyla anılmıştır. Aday şehirler arasından seçtiği antik ticaret kolonisi Byzantium'u, bir Roma başkentine yakışır bina ve anıtlarla donatarak 330 yılında resmen payitaht yapmıştır. Erken Bizans uzmanı olan yazar Paul Stephenson, kitabında son derece önemli bir iddia ortaya atarak Konstantin'in, paganlar dahil şehrin tüm ahalisinin ibadetini yerine getirebileceği kilise ve tapınaklar yaptırdığını, yani bilinenin tersine, Konstantinopolis'i salt bir Hıristiyan şehri olarak kurmadığını dile getirmektedir.
Büyük Konstantin'in mutlak iktidarı elde etme süreci, Roma İmparatorluğu'ndaki Hıristiyanların sayısının hızla artarak birkaç milyondan onlarca milyona ulaştığı döneme denk gelir. Elinizdeki kitap, iktidar mücadelesinin en önemli unsuru haline getirmeyi başardığı bu toplumsal enerjinin imparatoru nasıl etkilediğini ve belli bir süreç içinde onun Hıristiyan inancına dönmesini nasıl sağladığını anlatıyor. Sonuçta Konstantin, 324 yılında Roma İmparatorluğu'nun tek hâkimi ve ilk Hıristiyan imparatoru olmuştur.
Büyük Konstantin, bugünkü İstanbul'un kurucusudur. Bu şehir on beş asır boyunca onun adıyla anılmıştır. Aday şehirler arasından seçtiği antik ticaret kolonisi Byzantium'u, bir Roma başkentine yakışır bina ve anıtlarla donatarak 330 yılında resmen payitaht yapmıştır. Erken Bizans uzmanı olan yazar Paul Stephenson, kitabında son derece önemli bir iddia ortaya atarak Konstantin'in, paganlar dahil şehrin tüm ahalisinin ibadetini yerine getirebileceği kilise ve tapınaklar yaptırdığını, yani bilinenin tersine, Konstantinopolis'i salt bir Hıristiyan şehri olarak kurmadığını dile getirmektedir.