Türk tarihinin en muazzam ve ihtişâmlı halkasını teşkil eden Osmanlı tarihi, Türk'ün ve İslâm'ın ulvi bir gururudur. Yüzyıllardır Haçlı saldırılarına karşı kahramanca savunma yapan Türk-İslâm âlemi, Osmanlılarla birlikte Asr-ı Saâdet devrinin cihâd ve hayat fikrini ihya etmiş, İlâ-yı Kelimetullah için, Sumatra adasından İngiltere kıyılarına kadar İslâm'ın ruhunu nakşeden büyük bir imparatorluk kurmuşlardır.
Türk-İslâm kültür ve medeniyetinin bir dehâ abidesi olarak cihan sahnesinde yerini alan Osmanlı Devleti, ortaya koyduğu siyâsî, içtimâî ve medenî değerlerle, henüz keşfedilmemiş bir ibret ve tecrübe hazinesi olarak değerlendirilmelidir. Tarih, sâdece vakaları rakamlara bağlama sanatı değildir. Bir milleti millet yapan unsurları ve maziye kalmış olayları, yaşayan nesillere aktarıp, istikbalde uzun yıllar şerefle payidar olmasına yardımcı olmaktır. Bunu yapamayan, mâzi ile istikbal arasındaki köprüyü kuramayan ve tarih şuurundan mahrum kalan milletler çözülmeye ve çökmeye mahkum olmuşlardır. Tarihini bilmeyen kendini tanıyamaz. Bugünü anlamak, geleceğe hazırlanabilmek sağlam ve doğru tarih kültürünü gerektirir. Gerçek değerlerimizi ve büyüklüğümüzü öğrendiğimiz gün, kendimizi tanımış ve dünyaya tanıtmış olacağız. İlâhî övgüye mazhar olan böyle bir devletin tarihini iyi tanımamız ve bilmemiz gereklidir.
Çeşitli dillerde yazılmış olan Osmanlı Tarihlerinin en mükemmeli ve en muteberinin Hammer Tarihi olduğu üzerinde ittifak edilmiştir. Hammer'in otuz yılda topladığı kaynaklara dayanan ve geniş bilgisi ile daha önemlisi tarafsızlıktan ayrılmadan meydana getirdiği bu eser gerek yabancı dilde, gerekse Türkçe'de yazılmış Osmanlı Tarihlerinin en önemli kaynağı olmuştur. -Mümin Çevik (Sunuştan)
Türk tarihinin en muazzam ve ihtişâmlı halkasını teşkil eden Osmanlı tarihi, Türk'ün ve İslâm'ın ulvi bir gururudur. Yüzyıllardır Haçlı saldırılarına karşı kahramanca savunma yapan Türk-İslâm âlemi, Osmanlılarla birlikte Asr-ı Saâdet devrinin cihâd ve hayat fikrini ihya etmiş, İlâ-yı Kelimetullah için, Sumatra adasından İngiltere kıyılarına kadar İslâm'ın ruhunu nakşeden büyük bir imparatorluk kurmuşlardır.
Türk-İslâm kültür ve medeniyetinin bir dehâ abidesi olarak cihan sahnesinde yerini alan Osmanlı Devleti, ortaya koyduğu siyâsî, içtimâî ve medenî değerlerle, henüz keşfedilmemiş bir ibret ve tecrübe hazinesi olarak değerlendirilmelidir. Tarih, sâdece vakaları rakamlara bağlama sanatı değildir. Bir milleti millet yapan unsurları ve maziye kalmış olayları, yaşayan nesillere aktarıp, istikbalde uzun yıllar şerefle payidar olmasına yardımcı olmaktır. Bunu yapamayan, mâzi ile istikbal arasındaki köprüyü kuramayan ve tarih şuurundan mahrum kalan milletler çözülmeye ve çökmeye mahkum olmuşlardır. Tarihini bilmeyen kendini tanıyamaz. Bugünü anlamak, geleceğe hazırlanabilmek sağlam ve doğru tarih kültürünü gerektirir. Gerçek değerlerimizi ve büyüklüğümüzü öğrendiğimiz gün, kendimizi tanımış ve dünyaya tanıtmış olacağız. İlâhî övgüye mazhar olan böyle bir devletin tarihini iyi tanımamız ve bilmemiz gereklidir.
Çeşitli dillerde yazılmış olan Osmanlı Tarihlerinin en mükemmeli ve en muteberinin Hammer Tarihi olduğu üzerinde ittifak edilmiştir. Hammer'in otuz yılda topladığı kaynaklara dayanan ve geniş bilgisi ile daha önemlisi tarafsızlıktan ayrılmadan meydana getirdiği bu eser gerek yabancı dilde, gerekse Türkçe'de yazılmış Osmanlı Tarihlerinin en önemli kaynağı olmuştur. -Mümin Çevik (Sunuştan)