Gene 10. gün, bir hastabakıcı, Amir'le benim arama, beyaz yatağın üzerine bir paket bırakıyor... Henüz birkaç saatlik olan paketin adı Leyla Mirkovic... Üçümüz ilk kez bir araya geliyoruz... Kafalarımız birbirimize gömülmüş ve vücutlarımız bir yıldızın ışıkları gibi yayılmış.. Hayatımızın gürültüsünü dinlemeye koyuluyorum... On günlüğüm, Leyla'yı seven, Amir'i seven, kızgın göğü seven bir yetimim...
Canavarın Uykusu, tam anlamıyla, hafıza üzerine bir kitap. Bireyin, toplumun, evrim tarihinin, Enki Bilal'in doğum "yeri" olan Yugoslavya'nın parçalanması ve ilginç bir geçmiş-şimdiki-gelecek zaman portresinin anılarıyla birleşmiş hafızası üzerine...Usa yatkın, olası ve aynı zamanda da mümkün olduğunca uzak durulması gereken bir hafıza üzerine... 20. yüzyıldan yeterince ders alamamış bir hafıza üzerine... Ama bununla birlikte, yazarın, üzerinde umutla durduğu birşey var: Bütün karakterlerin sevilmeye hâlâ ihtiyaçları var... (Arka kapaktan)
Gene 10. gün, bir hastabakıcı, Amir'le benim arama, beyaz yatağın üzerine bir paket bırakıyor... Henüz birkaç saatlik olan paketin adı Leyla Mirkovic... Üçümüz ilk kez bir araya geliyoruz... Kafalarımız birbirimize gömülmüş ve vücutlarımız bir yıldızın ışıkları gibi yayılmış.. Hayatımızın gürültüsünü dinlemeye koyuluyorum... On günlüğüm, Leyla'yı seven, Amir'i seven, kızgın göğü seven bir yetimim...
Canavarın Uykusu, tam anlamıyla, hafıza üzerine bir kitap. Bireyin, toplumun, evrim tarihinin, Enki Bilal'in doğum "yeri" olan Yugoslavya'nın parçalanması ve ilginç bir geçmiş-şimdiki-gelecek zaman portresinin anılarıyla birleşmiş hafızası üzerine...Usa yatkın, olası ve aynı zamanda da mümkün olduğunca uzak durulması gereken bir hafıza üzerine... 20. yüzyıldan yeterince ders alamamış bir hafıza üzerine... Ama bununla birlikte, yazarın, üzerinde umutla durduğu birşey var: Bütün karakterlerin sevilmeye hâlâ ihtiyaçları var... (Arka kapaktan)