“Fırat'ın sularında boğulan Gönül... Urfa'nın orta yerinde babasının bıçak darbeleriyle ölen kız çocuğu Sevgi... Kısas köyünde traktörün altına atılan Rabia... Mardin'de, ‘namus' adına karnında 5 aylık bebeği, recm edilerek, yani taşlanarak öldürülen Şemse... Aile meclisi kararıyla Bitlis'ten İstanbul'a varan ölüm fermanını yüklenmiş Güldünya... Sabah akşam şiddet gördüğü kocasından korunmak için yaptığı başvurulara yanıt alamayan ve mosmor gözleriyle ölümünden sonra bile ülke gerçeklerini anımsatan Ayşe Paşalı... Her biri birer simge ad...
Onlar ve daha niceleri artık konuşamıyor. İsteseler de konuşamazlar, seslenemezler, ‘Görün bizi, unutmayın bizi,' diye haykıramazlar. Sesleri yok. Dilleri yok. Çünkü öldürüldüler.
Bu kitapta yer alan öyküler, yazılar, bu söylediklerimin bilincindedir. Daha geniş kitlelerin bilincinde de olsun diye bu kez bu yola başvurduk. Farklı imzalar, farklı tatlar, farklı biçemler, farklı söylemler ama aynı düşler, aynı akıl ve yürek, aynı vicdan, aynı idealler. - Zeynep Oral
“Fırat'ın sularında boğulan Gönül... Urfa'nın orta yerinde babasının bıçak darbeleriyle ölen kız çocuğu Sevgi... Kısas köyünde traktörün altına atılan Rabia... Mardin'de, ‘namus' adına karnında 5 aylık bebeği, recm edilerek, yani taşlanarak öldürülen Şemse... Aile meclisi kararıyla Bitlis'ten İstanbul'a varan ölüm fermanını yüklenmiş Güldünya... Sabah akşam şiddet gördüğü kocasından korunmak için yaptığı başvurulara yanıt alamayan ve mosmor gözleriyle ölümünden sonra bile ülke gerçeklerini anımsatan Ayşe Paşalı... Her biri birer simge ad...
Onlar ve daha niceleri artık konuşamıyor. İsteseler de konuşamazlar, seslenemezler, ‘Görün bizi, unutmayın bizi,' diye haykıramazlar. Sesleri yok. Dilleri yok. Çünkü öldürüldüler.
Bu kitapta yer alan öyküler, yazılar, bu söylediklerimin bilincindedir. Daha geniş kitlelerin bilincinde de olsun diye bu kez bu yola başvurduk. Farklı imzalar, farklı tatlar, farklı biçemler, farklı söylemler ama aynı düşler, aynı akıl ve yürek, aynı vicdan, aynı idealler. - Zeynep Oral