#smrgKİTABEVİ Çare Atatürk : Küresel Çıkmazlara Evrensel Çözüm -
Cumhuriyet'in gençlerine bugün düşen görev; cehaletten beslenen irtica ve siyasal İslam'la, insanlığa ve inanca kast eden küresel siyonizmle, kaynakları sömüren emperyalizmle, varlıklarımıza el atan kapitalizmle, akıllara vurulan prangalarla, hain işbirlikçilerle mücadele etmek, “Ya istiklal ya ölüm” parolasıyla zafere dek durmamaktır. Muhtaç olunan kudret damarlardaki asil kanda, muhtaç olunan cesaret kalplerdeki vatan aşkında mevcuttur.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
“Bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün mahv ve yok edecektir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal hale mazhar olacaktır.” 1921
“Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır.” 1922
“Biz ne bolşevikiz, ne de komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız. Özetle, bizim hükûmet şeklimiz tam bir demokrat hükûmetidir ve dilimizde bu hükûmet, “halk hükûmeti” diye anılır.” 1922
“Yeni Türkiye'nin takip edeceği siyaset, belirsiz ve keyfî olamaz. Bizim siyasetimiz, mutlaka milletin kabiliyet ve ihtiyacıyla uyumlu olacaktır. Bizim için ne ittihad-ı İslâm, ne Turanizm mantıkî bir siyaset yolu olamaz. Artık yeni Türkiye'nin devlet siyaseti, millî sınırları dahilinde, egemenliğine dayanarak bağımsız yaşamaktır. Hareket kuralımız budur!” 1923
“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve iş birliği çağı geçecektir.” 1933
“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki gelişmesi ile, geleceğin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.” 1933
Cumhuriyet'in gençlerine bugün düşen görev; cehaletten beslenen irtica ve siyasal İslam'la, insanlığa ve inanca kast eden küresel siyonizmle, kaynakları sömüren emperyalizmle, varlıklarımıza el atan kapitalizmle, akıllara vurulan prangalarla, hain işbirlikçilerle mücadele etmek, “Ya istiklal ya ölüm” parolasıyla zafere dek durmamaktır. Muhtaç olunan kudret damarlardaki asil kanda, muhtaç olunan cesaret kalplerdeki vatan aşkında mevcuttur.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
“Bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün mahv ve yok edecektir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal hale mazhar olacaktır.” 1921
“Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır.” 1922
“Biz ne bolşevikiz, ne de komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız. Özetle, bizim hükûmet şeklimiz tam bir demokrat hükûmetidir ve dilimizde bu hükûmet, “halk hükûmeti” diye anılır.” 1922
“Yeni Türkiye'nin takip edeceği siyaset, belirsiz ve keyfî olamaz. Bizim siyasetimiz, mutlaka milletin kabiliyet ve ihtiyacıyla uyumlu olacaktır. Bizim için ne ittihad-ı İslâm, ne Turanizm mantıkî bir siyaset yolu olamaz. Artık yeni Türkiye'nin devlet siyaseti, millî sınırları dahilinde, egemenliğine dayanarak bağımsız yaşamaktır. Hareket kuralımız budur!” 1923
“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve iş birliği çağı geçecektir.” 1933
“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki gelişmesi ile, geleceğin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.” 1933