#smrgKİTABEVİ Çingeneler: Ganj'dan Thames'e - 2006
Bu yeni kitaba ise Çingenelerin kökeni hakkında tartışılan pek çok teoriyle başlıyor yazar. Birinci Kısım'da Çingenelerin Hindistan'dan Konstantinopolis'e yaptığı yolculuğu içeren ilk anlatımını güncelleştirdikten sonra, Osmanlı döneminde Balkanlara uzanan yollarını ve kısa süren bir altın çağ boyunca kendilerini hacı ve tövbekar olarak kabul ettirdikleri, feodal topluma egzotik bir hava getiren yetenekli müzisyenler, akrobatlar, maden işçileri olarak buyur edildikleri orta ve batı Avrupada'ki yolculuklarını izliyor. 15. yüzyılın sonunda Londra'da "Mısırlı" bir falcı kayıtlara geçiyor, 1715 yılında ise bir "çingene" kulakları kesilerek Virginia'ya sürgüne gönderiliyor.
Yazar sözünü bitirirken, Çingenelerin Hindistan'da kalan ya da batıya giderken yollarda konaklayıp, İran ve komşu ülkelerde halâ göçebe bir hayat süren uzak akrabalarına göz gezdiriyor. Son bölümde de Avrupa'nın son göçebeleriyle bugünkü Hindistan arasında nasıl bağ kurulduğu açıklanıyor.
Biri Çingene dilini konu alan, diğeri de Çingenelerin Ganj kıyılarındaki ilk yurtlarından Kannauc'lu Çingene dili uzmanı ve eylemci Marcel Courthiade'ın ilgi çekici bir anlatısını içeren iki ek bölümle, Hindistan'dan gelen ilk göçmenlere ilişkin bu eşsiz öykü tamamlanıyor. (Arka kapaktan)
Bu yeni kitaba ise Çingenelerin kökeni hakkında tartışılan pek çok teoriyle başlıyor yazar. Birinci Kısım'da Çingenelerin Hindistan'dan Konstantinopolis'e yaptığı yolculuğu içeren ilk anlatımını güncelleştirdikten sonra, Osmanlı döneminde Balkanlara uzanan yollarını ve kısa süren bir altın çağ boyunca kendilerini hacı ve tövbekar olarak kabul ettirdikleri, feodal topluma egzotik bir hava getiren yetenekli müzisyenler, akrobatlar, maden işçileri olarak buyur edildikleri orta ve batı Avrupada'ki yolculuklarını izliyor. 15. yüzyılın sonunda Londra'da "Mısırlı" bir falcı kayıtlara geçiyor, 1715 yılında ise bir "çingene" kulakları kesilerek Virginia'ya sürgüne gönderiliyor.
Yazar sözünü bitirirken, Çingenelerin Hindistan'da kalan ya da batıya giderken yollarda konaklayıp, İran ve komşu ülkelerde halâ göçebe bir hayat süren uzak akrabalarına göz gezdiriyor. Son bölümde de Avrupa'nın son göçebeleriyle bugünkü Hindistan arasında nasıl bağ kurulduğu açıklanıyor.
Biri Çingene dilini konu alan, diğeri de Çingenelerin Ganj kıyılarındaki ilk yurtlarından Kannauc'lu Çingene dili uzmanı ve eylemci Marcel Courthiade'ın ilgi çekici bir anlatısını içeren iki ek bölümle, Hindistan'dan gelen ilk göçmenlere ilişkin bu eşsiz öykü tamamlanıyor. (Arka kapaktan)