Gerçekten sevgi, iki içgüdüye dayanmaktadır; Cinsellik ve koruma. Cinsel içgüdü; cinsel eşle koruma içgüdüsüyse; korunacak bir nesneyle doyuma ulaşır. Oysa bu iki doyum bağdaşmaz olduğundan, kadın, korunacak nesne rolüne yatkınlaştırılmıştır; “besleyen baba” haline gelmiş erkekten istediği maddi korumayı elde etmek için, oportünizmiyle kendisini “Çocuk-kadın” yapmıştır.
Bir kadın kimliğiyle yazar, acımasız bir dille kaleme aldığı yergide, “İkinci Cinsin” azgelişmişliğin ve “güçlü cinsin” çokeşliliğin derin nedenlerini incelerken, kadınları, aşkta barbarlığın zaman aşımına uğradığına inandırmakta, hatta onları kölelikten kurtulmaya teşvik etmektedir. (Arka kapaktan)
Gerçekten sevgi, iki içgüdüye dayanmaktadır; Cinsellik ve koruma. Cinsel içgüdü; cinsel eşle koruma içgüdüsüyse; korunacak bir nesneyle doyuma ulaşır. Oysa bu iki doyum bağdaşmaz olduğundan, kadın, korunacak nesne rolüne yatkınlaştırılmıştır; “besleyen baba” haline gelmiş erkekten istediği maddi korumayı elde etmek için, oportünizmiyle kendisini “Çocuk-kadın” yapmıştır.
Bir kadın kimliğiyle yazar, acımasız bir dille kaleme aldığı yergide, “İkinci Cinsin” azgelişmişliğin ve “güçlü cinsin” çokeşliliğin derin nedenlerini incelerken, kadınları, aşkta barbarlığın zaman aşımına uğradığına inandırmakta, hatta onları kölelikten kurtulmaya teşvik etmektedir. (Arka kapaktan)