Kitapta, kültürel çoğulculuk gerçeği ve bu anlamda çoğulcu toplumlara özgü adalet sorunları realist bir bakışla belirlenmekte, sonrasında ise bu sorunların ortaya çıkmasına yol açan, en azından bunu engelleyemeyen geleneksel siyaset teorileri ve uygulamaları dışında normatif bir çözüm arayışına yönelinmektedir. Son tahlilde, bu tür bir çözümün farklı yaşam tarzları, farklı dünya görüşleri ve bunların adalet talepleri arasında herhangi birini yüceltmeyen ya da dışlamayan nötr bir adalet anlayışına ulaşmakla mümkün olabileceği düşüncesiyle, bu nitelikte, çoğulcu bir adalet anlayışının teorik temelleri çizilmektedir. (Arka Kapak)
Kitapta, kültürel çoğulculuk gerçeği ve bu anlamda çoğulcu toplumlara özgü adalet sorunları realist bir bakışla belirlenmekte, sonrasında ise bu sorunların ortaya çıkmasına yol açan, en azından bunu engelleyemeyen geleneksel siyaset teorileri ve uygulamaları dışında normatif bir çözüm arayışına yönelinmektedir. Son tahlilde, bu tür bir çözümün farklı yaşam tarzları, farklı dünya görüşleri ve bunların adalet talepleri arasında herhangi birini yüceltmeyen ya da dışlamayan nötr bir adalet anlayışına ulaşmakla mümkün olabileceği düşüncesiyle, bu nitelikte, çoğulcu bir adalet anlayışının teorik temelleri çizilmektedir. (Arka Kapak)