Üst söylemin kendi içindeki açmazı ve/veya üst söylemin kendini meşrulaştırma çabası iktidar-tarih ilişkisini tartışılır hale getirmiştir. Mikro ve/veya alt söylemler üst söylemde söylenilmeyeni, gizleneni ortaya çıkarmaktadır.
Bu bağlamda Cevdet Akçalı'nın yazdıkları okurun tarih paradigmasını oluşturmasında, mevcut üst söylemi eleştirip yeniden kurgulamasında etkili olacağı kanısındayız.
Cevdet Akçalı'nın bu engin deneyimi, dört dönem parlamentoda milletvekili olmasının yanı sıra, Avrupa Konseyi başkanvekilliği ve şeref üyeliğine dayanmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye'nin sancılı bir dönemi olan 12 Eylül darbesinin ardından Akçalı Türkiye'yi Avrupa Konseyi'nde temsil etmek yükünü de taşımıştır.
Üst söylemin kendi içindeki açmazı ve/veya üst söylemin kendini meşrulaştırma çabası iktidar-tarih ilişkisini tartışılır hale getirmiştir. Mikro ve/veya alt söylemler üst söylemde söylenilmeyeni, gizleneni ortaya çıkarmaktadır.
Bu bağlamda Cevdet Akçalı'nın yazdıkları okurun tarih paradigmasını oluşturmasında, mevcut üst söylemi eleştirip yeniden kurgulamasında etkili olacağı kanısındayız.
Cevdet Akçalı'nın bu engin deneyimi, dört dönem parlamentoda milletvekili olmasının yanı sıra, Avrupa Konseyi başkanvekilliği ve şeref üyeliğine dayanmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye'nin sancılı bir dönemi olan 12 Eylül darbesinin ardından Akçalı Türkiye'yi Avrupa Konseyi'nde temsil etmek yükünü de taşımıştır.