Kadri Cemil Paşa, yirminci yüzyılın başından itibaren Kürt ulusal , uyanışını bizzat yaşamış ve yakından tanık olmuş aydın ve önderlerden biridir. Kadri Cemil Paşa'nın çok yakın gözlem ve değerlendirmeler içeren bu anılar kitabı, açıktır ki birinci elden bir kaynak olarak Kürdoloji çalışmalarının vazgeçilmez kaynaklarından biridir.
Yaşamı Kürt ulusal mücadelesi içinde geçmiş olan Kadri Cemil Paşa, anılarında, başka halklar gibi yüzlerce, binlerce yıl yanyana ve birlikte yaşamış Kürt ve Türk halklarının da eşitliğini, kardeşliğini ve gönüllü birliğini savunmaktadır. İşte bunun birkaç anlamlı örneği:
"İki tarafa da fenalık getirecek imha siyaseti yerine asırlarca beraber yaşamış ve daima Türk hükümetinin şerefini yükseltecek hizmetlere nefsini feda etmiş olan Kürt milletini Türk'e yaklaştıracak, sevdirecek bir siyaset tarzı takip edilirse acaba daha insani, daha doğru bir yol tutulmuş olmaz mı? (...)Kürt milli haklarını itiraf etmek koşuluyla bu iki milletin birbiriyle anlaşarak, müşterek bir idare dahilinde kardeşçe yaşamasının gerekliliğini düşünmek zamanı çoktan gelmiş değil midir?..(...) Türk hükümetlerinin Kürtler hakkındaki insanlık dışı muamelelerine rağmen, Türk milleti arasında Kürtlerle kardeşçe, dostça beraber yaşamak ihtiyacını duyan ve bunun her iki millete de getireceği faydayı takdir eden değerli düşüncelere sahip kimselerin bulunduğu takdirle görülmektedir..." (Arka kapaktan)
Kadri Cemil Paşa, yirminci yüzyılın başından itibaren Kürt ulusal , uyanışını bizzat yaşamış ve yakından tanık olmuş aydın ve önderlerden biridir. Kadri Cemil Paşa'nın çok yakın gözlem ve değerlendirmeler içeren bu anılar kitabı, açıktır ki birinci elden bir kaynak olarak Kürdoloji çalışmalarının vazgeçilmez kaynaklarından biridir.
Yaşamı Kürt ulusal mücadelesi içinde geçmiş olan Kadri Cemil Paşa, anılarında, başka halklar gibi yüzlerce, binlerce yıl yanyana ve birlikte yaşamış Kürt ve Türk halklarının da eşitliğini, kardeşliğini ve gönüllü birliğini savunmaktadır. İşte bunun birkaç anlamlı örneği:
"İki tarafa da fenalık getirecek imha siyaseti yerine asırlarca beraber yaşamış ve daima Türk hükümetinin şerefini yükseltecek hizmetlere nefsini feda etmiş olan Kürt milletini Türk'e yaklaştıracak, sevdirecek bir siyaset tarzı takip edilirse acaba daha insani, daha doğru bir yol tutulmuş olmaz mı? (...)Kürt milli haklarını itiraf etmek koşuluyla bu iki milletin birbiriyle anlaşarak, müşterek bir idare dahilinde kardeşçe yaşamasının gerekliliğini düşünmek zamanı çoktan gelmiş değil midir?..(...) Türk hükümetlerinin Kürtler hakkındaki insanlık dışı muamelelerine rağmen, Türk milleti arasında Kürtlerle kardeşçe, dostça beraber yaşamak ihtiyacını duyan ve bunun her iki millete de getireceği faydayı takdir eden değerli düşüncelere sahip kimselerin bulunduğu takdirle görülmektedir..." (Arka kapaktan)