#smrgKİTABEVİ Duvardaki Sarmaşık Gibi Diktatörlük Hücrelerinden Anılar - 1993
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Gül Ofset
Dizi Adı:
Yaşam ve Anılar
ISBN-10:
9753440596
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
400 s
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1993
Çeviren:
Saliha Nazlı Kaya, Süheyla Kaya
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
69,00
Havale/EFT ile:
66,93
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199000559
386724
https://www.simurgkitabevi.com/duvardaki-sarmasik-gibi-diktatorluk-hucrelerinden-anilar-1993
Duvardaki Sarmaşık Gibi Diktatörlük Hücrelerinden Anılar - 1993 #smrgKİTABEVİ
69.00
Bütün o uzun yıllar içinde aynada kendilerine ancak bir kaç kez bakabildiler; gördükleri bir başkasıydı. Uruguay askeri diktatörlüğünün, bitmez tükenmez işkencelerden dolayı yıpranmış, bir tabuttan daha büyük olmayan barakalarının yalnızlığıyla lanetlenmiş, hint fakirleri gibi zayıf "rehineleri", bir kışladan diğerine taşınıp duruyorlardı. Nesnelerle bile konuşamıyorlardı. Hücrelerde eşya yoktu, hiç bir şey yoktu. Yeni bir işkence raundunun habercisi olabilecek parmaklıklı kapıların her gürültüsüyle veya postal sesleriyle havaya sıçrayarak, buz gibi soğuk beton zemin üzerinde uyuyorlardı. Bazen onlara su bile verilmiyordu, o zaman sinek, solucan, kağıt, toprak yiyorlardı. Bazen bir mucize gerçekleşiyordu: Serin bir esinti, örülmüş pencerelerdeki bir delikten içeriye portakal kokusu taşıyordu, ya da içeriye ince bir ışık çizgisini düşürüyordu, belki de delikte içeriye girme yolunu bulan bir kuştüyü oluyordu... -Eduardo Galeano- (Arka Kapak)
Bütün o uzun yıllar içinde aynada kendilerine ancak bir kaç kez bakabildiler; gördükleri bir başkasıydı. Uruguay askeri diktatörlüğünün, bitmez tükenmez işkencelerden dolayı yıpranmış, bir tabuttan daha büyük olmayan barakalarının yalnızlığıyla lanetlenmiş, hint fakirleri gibi zayıf "rehineleri", bir kışladan diğerine taşınıp duruyorlardı. Nesnelerle bile konuşamıyorlardı. Hücrelerde eşya yoktu, hiç bir şey yoktu. Yeni bir işkence raundunun habercisi olabilecek parmaklıklı kapıların her gürültüsüyle veya postal sesleriyle havaya sıçrayarak, buz gibi soğuk beton zemin üzerinde uyuyorlardı. Bazen onlara su bile verilmiyordu, o zaman sinek, solucan, kağıt, toprak yiyorlardı. Bazen bir mucize gerçekleşiyordu: Serin bir esinti, örülmüş pencerelerdeki bir delikten içeriye portakal kokusu taşıyordu, ya da içeriye ince bir ışık çizgisini düşürüyordu, belki de delikte içeriye girme yolunu bulan bir kuştüyü oluyordu... -Eduardo Galeano- (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.