#smrgSAHAF Edebi Mektuplar: Divan Edebiyatının Bazı Beyitlerinin İzahına Dair - 1995
Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar konulu bir eser hazırlamakta olan Ahmet Talât Onay (1885-1956), 1942 yılında Tahir Olgun'a mektuplar yazarak açıklamakta zorluk çektiği bazı beyitler hakkında bilgisine başvurur. O, bu tarihte 65 yaşında olup gündüzleri Tasnif-i Kütüb Komisyonu'nda çalışmaktadır (bkz. s. 28 ). Bir hayli yaşlı ve yorgun olmasına rağmen akşamları bu mektupları büyük bir şevkle cevaplandırır. Kendisinin bu husustaki düşüncesi şöyledir:
"Vakit ve kudret meselesinde başkalarını bilmem. Fakat bendeniz, biliyorum sandığım bir şeyi esirgemem ve anlatmaktan geri durmam. Şu hâl, hocam Selânikli Mehmed Esad Dede Efendi merhumun bendenize vasiyeti icabıdır. Nitekim, kendisi de öyle yapardı. Sokakta bile sorulan bir suale ayak üstünde uzun uzun cevaplar verirdi. Vukufum olmayan şeyler için bilmiyorum demekten de çekinmem. Evet, bendenizin de vaktim pek müsait değil. Gündüzleri Tasnif-i Kütüb Komisyonu'nda çalışıyorum. Geceleri ise ihtiyarlık ve yorgunluk, istediğim gibi uğraşmaya meydan vermiyor." (s. 28) -Cemal Kurnaz (Önsözden)
Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar konulu bir eser hazırlamakta olan Ahmet Talât Onay (1885-1956), 1942 yılında Tahir Olgun'a mektuplar yazarak açıklamakta zorluk çektiği bazı beyitler hakkında bilgisine başvurur. O, bu tarihte 65 yaşında olup gündüzleri Tasnif-i Kütüb Komisyonu'nda çalışmaktadır (bkz. s. 28 ). Bir hayli yaşlı ve yorgun olmasına rağmen akşamları bu mektupları büyük bir şevkle cevaplandırır. Kendisinin bu husustaki düşüncesi şöyledir:
"Vakit ve kudret meselesinde başkalarını bilmem. Fakat bendeniz, biliyorum sandığım bir şeyi esirgemem ve anlatmaktan geri durmam. Şu hâl, hocam Selânikli Mehmed Esad Dede Efendi merhumun bendenize vasiyeti icabıdır. Nitekim, kendisi de öyle yapardı. Sokakta bile sorulan bir suale ayak üstünde uzun uzun cevaplar verirdi. Vukufum olmayan şeyler için bilmiyorum demekten de çekinmem. Evet, bendenizin de vaktim pek müsait değil. Gündüzleri Tasnif-i Kütüb Komisyonu'nda çalışıyorum. Geceleri ise ihtiyarlık ve yorgunluk, istediğim gibi uğraşmaya meydan vermiyor." (s. 28) -Cemal Kurnaz (Önsözden)