#smrgKİTABEVİ Eğitimin Yüzyılı (1923 - 2023) - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256500761
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
264
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
145,60
Havale/EFT ile:
141,23
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199218614
605240
https://www.simurgkitabevi.com/egitimin-yuzyili-1923-2023-2023
Eğitimin Yüzyılı (1923 - 2023) - 2023 #smrgKİTABEVİ
145.60
Kendisi bir sınıf öğretmeni eğitimci olan merhum amcam Yakup ERBAŞ ülkemizde gerçek anlamda bir Milli Eğitim politikası olmadığını söyledikten sonra; mevcut sistemi ‘Bir ülkeyi, nüfusunun yüzde beşi yönetir. Bu yüzde beş de nasıl olsa yetişir eğitim öğretimle uğraşmaya gerek yoktur' şeklinde özetlemişti. Bu ifade kısaca yüzde beş modeli olarak adlandırılabilir.
Ne yazık ki aradan yaklaşık 45 yıl süre geçtiği halde kayda değer bir gelişmeden söz etmek mümkün değil yani yüzde beş modeli devam ediyor gibi.
Eğitim; öğretmen ve yönetici atamadan ders kitaplarına, okul tabelalarından ders çizelgelerine ve haftalık ders saatlerine kadar kısa aralıklarla değişiklik yaparak geliştirilemediği gibi Finlandiya gibi ülkelerden sistem ithal ederekte geliştirilemiyor.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Köy Enstitüsü modelini geliştirenler bu modeli hiç bir yabancı ülkeden almamışlardı. Köy Enstitüsü modeli ülkenin içinde bulunduğu şartlar göz önünde bulundurularak ve mevcut imkânlar değerlendirilerek tamamen ülkenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmeye yöneliktir. Bir ülkenin eğitim sistemi tam da böyle oluşturulur. İmkânlarla ihtiyaçlar arasında uyum sağlanmadıkça başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Eğitim öğretimde gelişim ancak; öğretmen yetiştirme öğretmenlerin özlük hakları öğrencilerin ilgi istidat ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve buna göre yönlendirme yapılması, okullaşma, üstün yetenekli ve engelli öğrencilerin eğitimi gibi temel sorunların çözümü ile mümkün olabilir. Aksine 22 yılda 9 defa ilköğretim kurumları ders çizelgesi, 13 yılda 6 defa ortaöğretim kurumları ders çizelgesi, 28 yılda 14 defa yönetici atama yönetmeliği değişikliği yaparak gelişim sağlanamaz, sağlanmadı.
Bu kitabı başta merhum amcam Yakup Erbaş olmak üzere eğitim öğretim diye bir sorunu olan tüm meslektaşlarıma ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ithaf ediyorum.
Ne yazık ki aradan yaklaşık 45 yıl süre geçtiği halde kayda değer bir gelişmeden söz etmek mümkün değil yani yüzde beş modeli devam ediyor gibi.
Eğitim; öğretmen ve yönetici atamadan ders kitaplarına, okul tabelalarından ders çizelgelerine ve haftalık ders saatlerine kadar kısa aralıklarla değişiklik yaparak geliştirilemediği gibi Finlandiya gibi ülkelerden sistem ithal ederekte geliştirilemiyor.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Köy Enstitüsü modelini geliştirenler bu modeli hiç bir yabancı ülkeden almamışlardı. Köy Enstitüsü modeli ülkenin içinde bulunduğu şartlar göz önünde bulundurularak ve mevcut imkânlar değerlendirilerek tamamen ülkenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmeye yöneliktir. Bir ülkenin eğitim sistemi tam da böyle oluşturulur. İmkânlarla ihtiyaçlar arasında uyum sağlanmadıkça başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Eğitim öğretimde gelişim ancak; öğretmen yetiştirme öğretmenlerin özlük hakları öğrencilerin ilgi istidat ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve buna göre yönlendirme yapılması, okullaşma, üstün yetenekli ve engelli öğrencilerin eğitimi gibi temel sorunların çözümü ile mümkün olabilir. Aksine 22 yılda 9 defa ilköğretim kurumları ders çizelgesi, 13 yılda 6 defa ortaöğretim kurumları ders çizelgesi, 28 yılda 14 defa yönetici atama yönetmeliği değişikliği yaparak gelişim sağlanamaz, sağlanmadı.
Bu kitabı başta merhum amcam Yakup Erbaş olmak üzere eğitim öğretim diye bir sorunu olan tüm meslektaşlarıma ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ithaf ediyorum.
Kendisi bir sınıf öğretmeni eğitimci olan merhum amcam Yakup ERBAŞ ülkemizde gerçek anlamda bir Milli Eğitim politikası olmadığını söyledikten sonra; mevcut sistemi ‘Bir ülkeyi, nüfusunun yüzde beşi yönetir. Bu yüzde beş de nasıl olsa yetişir eğitim öğretimle uğraşmaya gerek yoktur' şeklinde özetlemişti. Bu ifade kısaca yüzde beş modeli olarak adlandırılabilir.
Ne yazık ki aradan yaklaşık 45 yıl süre geçtiği halde kayda değer bir gelişmeden söz etmek mümkün değil yani yüzde beş modeli devam ediyor gibi.
Eğitim; öğretmen ve yönetici atamadan ders kitaplarına, okul tabelalarından ders çizelgelerine ve haftalık ders saatlerine kadar kısa aralıklarla değişiklik yaparak geliştirilemediği gibi Finlandiya gibi ülkelerden sistem ithal ederekte geliştirilemiyor.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Köy Enstitüsü modelini geliştirenler bu modeli hiç bir yabancı ülkeden almamışlardı. Köy Enstitüsü modeli ülkenin içinde bulunduğu şartlar göz önünde bulundurularak ve mevcut imkânlar değerlendirilerek tamamen ülkenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmeye yöneliktir. Bir ülkenin eğitim sistemi tam da böyle oluşturulur. İmkânlarla ihtiyaçlar arasında uyum sağlanmadıkça başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Eğitim öğretimde gelişim ancak; öğretmen yetiştirme öğretmenlerin özlük hakları öğrencilerin ilgi istidat ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve buna göre yönlendirme yapılması, okullaşma, üstün yetenekli ve engelli öğrencilerin eğitimi gibi temel sorunların çözümü ile mümkün olabilir. Aksine 22 yılda 9 defa ilköğretim kurumları ders çizelgesi, 13 yılda 6 defa ortaöğretim kurumları ders çizelgesi, 28 yılda 14 defa yönetici atama yönetmeliği değişikliği yaparak gelişim sağlanamaz, sağlanmadı.
Bu kitabı başta merhum amcam Yakup Erbaş olmak üzere eğitim öğretim diye bir sorunu olan tüm meslektaşlarıma ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ithaf ediyorum.
Ne yazık ki aradan yaklaşık 45 yıl süre geçtiği halde kayda değer bir gelişmeden söz etmek mümkün değil yani yüzde beş modeli devam ediyor gibi.
Eğitim; öğretmen ve yönetici atamadan ders kitaplarına, okul tabelalarından ders çizelgelerine ve haftalık ders saatlerine kadar kısa aralıklarla değişiklik yaparak geliştirilemediği gibi Finlandiya gibi ülkelerden sistem ithal ederekte geliştirilemiyor.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Köy Enstitüsü modelini geliştirenler bu modeli hiç bir yabancı ülkeden almamışlardı. Köy Enstitüsü modeli ülkenin içinde bulunduğu şartlar göz önünde bulundurularak ve mevcut imkânlar değerlendirilerek tamamen ülkenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmeye yöneliktir. Bir ülkenin eğitim sistemi tam da böyle oluşturulur. İmkânlarla ihtiyaçlar arasında uyum sağlanmadıkça başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Eğitim öğretimde gelişim ancak; öğretmen yetiştirme öğretmenlerin özlük hakları öğrencilerin ilgi istidat ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve buna göre yönlendirme yapılması, okullaşma, üstün yetenekli ve engelli öğrencilerin eğitimi gibi temel sorunların çözümü ile mümkün olabilir. Aksine 22 yılda 9 defa ilköğretim kurumları ders çizelgesi, 13 yılda 6 defa ortaöğretim kurumları ders çizelgesi, 28 yılda 14 defa yönetici atama yönetmeliği değişikliği yaparak gelişim sağlanamaz, sağlanmadı.
Bu kitabı başta merhum amcam Yakup Erbaş olmak üzere eğitim öğretim diye bir sorunu olan tüm meslektaşlarıma ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ithaf ediyorum.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.