#smrgKİTABEVİ Ekfrasis: Batı'da ve Bizde Görsel Sanatın Sözlü Tasviri -
***
“Hepimize iyi gelir bazen,
Bir başka gözden bakmak”
Nazmi Ağıl
Bir yazar gerçeklikle doğrudan temas yerine başka bir sanatçının penceresinden bakmayı neden seçer? Böyle bir durumda ikisi arasında bir rekabet mi yoksa kardeşlik duygusu mu hâkimdir? Aynı resme bakanlar neden farklı şeyler görür? İmge ve söz cinsiyetli midir? Yazar ya da sanatçının cinsiyeti bu ilişkide dengeleri nasıl belirler? Göz hapseder, söz özgür mü bırakır?
Batı dünyası İlyada'da Akhilleus'un kalkanını anlatan dizelere kadar uzanan bir ekfrasis geleneği içinde bu soruların cevaplarını aramaya devam ediyor. Elinizdeki kitap ise Batı'daki tartışmaları Homeros'tan Shakespeare'e, Wilde'dan Llosa'ya ve günümüz şairlerine kadar uzanan örneklerle gündeme taşırken bir yandan da bu geleneğin Türk edebiyatındaki yerini belirlemeye çalışıyor. Fakat Servet-i Fünûn'dan bugüne birçok önemli ismin şiir, öykü ve romanları aracılığıyla yapılan bu girişim aynı zamanda edebiyatımızın geleneğe katkısını ortaya koyma çabası.
YAZAR Nazmi Ağıl (1964, Eskişehir) Boğaziçi Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı bölümde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı. Koç Üniversitesi İngiliz Dili ve Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü'nde öğretim üyesi.
Şiirleri: Gökçe Yazı (1998), Boşanma Dosyası (1998, Yunus Nadi Şiir Ödülü), Beni Böyle Değiştiren (1999), Aşk Küçücük, Kırılgan (2002), Kokarca Aramak (2005), Babalar ve Oğullar: Umut'un Defteri (2008), Yavaş Matematik (2012), Yağmura Bunca Düşkün (Toplu Şiirler, 2014)
Çevirileri: Canterbury Hikâyeleri (Geoffrey Chaucer), Açık Ev (Theodore Ro- ethke), Dışbükey Bir Aynada Otoportre (John Ashbery), Bukleye Tecavüz (Alexander Pope), Schopenhauer'ın Teleskobu (Gerard Donovan), Badenheim 1939, Demir Raylar (Aharon Appelfeld), Prelüd (William Wordsworth), Beowulf (Seamus Heaney), Kuşlar Meclisi (Peter Sis).
***
“Hepimize iyi gelir bazen,
Bir başka gözden bakmak”
Nazmi Ağıl
Bir yazar gerçeklikle doğrudan temas yerine başka bir sanatçının penceresinden bakmayı neden seçer? Böyle bir durumda ikisi arasında bir rekabet mi yoksa kardeşlik duygusu mu hâkimdir? Aynı resme bakanlar neden farklı şeyler görür? İmge ve söz cinsiyetli midir? Yazar ya da sanatçının cinsiyeti bu ilişkide dengeleri nasıl belirler? Göz hapseder, söz özgür mü bırakır?
Batı dünyası İlyada'da Akhilleus'un kalkanını anlatan dizelere kadar uzanan bir ekfrasis geleneği içinde bu soruların cevaplarını aramaya devam ediyor. Elinizdeki kitap ise Batı'daki tartışmaları Homeros'tan Shakespeare'e, Wilde'dan Llosa'ya ve günümüz şairlerine kadar uzanan örneklerle gündeme taşırken bir yandan da bu geleneğin Türk edebiyatındaki yerini belirlemeye çalışıyor. Fakat Servet-i Fünûn'dan bugüne birçok önemli ismin şiir, öykü ve romanları aracılığıyla yapılan bu girişim aynı zamanda edebiyatımızın geleneğe katkısını ortaya koyma çabası.
YAZAR Nazmi Ağıl (1964, Eskişehir) Boğaziçi Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı bölümde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı. Koç Üniversitesi İngiliz Dili ve Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü'nde öğretim üyesi.
Şiirleri: Gökçe Yazı (1998), Boşanma Dosyası (1998, Yunus Nadi Şiir Ödülü), Beni Böyle Değiştiren (1999), Aşk Küçücük, Kırılgan (2002), Kokarca Aramak (2005), Babalar ve Oğullar: Umut'un Defteri (2008), Yavaş Matematik (2012), Yağmura Bunca Düşkün (Toplu Şiirler, 2014)
Çevirileri: Canterbury Hikâyeleri (Geoffrey Chaucer), Açık Ev (Theodore Ro- ethke), Dışbükey Bir Aynada Otoportre (John Ashbery), Bukleye Tecavüz (Alexander Pope), Schopenhauer'ın Teleskobu (Gerard Donovan), Badenheim 1939, Demir Raylar (Aharon Appelfeld), Prelüd (William Wordsworth), Beowulf (Seamus Heaney), Kuşlar Meclisi (Peter Sis).