İstanbul'da oturuyorduk. Okul yıllarım da burada geçmişti. Kısacası bu yaşıma kadar köyü ve köylüyü gereği gibi tanımıyordum. Oysa bir öğretmen için bu çok önemliydi. Bir hastanın, hastalığı bilinmeden tedavisi nasıl mümkün değilse, köy ve köylünün gerçek durumu bilinmeden de onlara yararlı olabilmek olanaksızdı.
Ulusum, daha dün denecek kadar yakın geçmişte, yedi-sekiz yıl önce köylüsü kentlisiyle, kadını erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla dünyada eşi görülmeyen bir kahramanlık örneği vermişti. Bu, bütün ulusça özgür yaşamanın bilincine vardığımızın bir ifadesiydi. Ama bu, dış düşmanlara karşı kazanılmış bir zaferdi. Ya karabilisizlik? Yurdumda zehirli bir yılan gibi çöreklenmiş olan bilisizlik savaşını kazanmış mıydık ? Hayır. Düşmanların en güçlüsü olan bu canavarı yenecek güçte miydik ? Buna da hayır. Hayır diyorum, çünkü bu savaş, birkaç günde cepheye koşup Başkumandanın etrafında toplanmakla kazanılamıyor. (Kitaptan)
İstanbul'da oturuyorduk. Okul yıllarım da burada geçmişti. Kısacası bu yaşıma kadar köyü ve köylüyü gereği gibi tanımıyordum. Oysa bir öğretmen için bu çok önemliydi. Bir hastanın, hastalığı bilinmeden tedavisi nasıl mümkün değilse, köy ve köylünün gerçek durumu bilinmeden de onlara yararlı olabilmek olanaksızdı.
Ulusum, daha dün denecek kadar yakın geçmişte, yedi-sekiz yıl önce köylüsü kentlisiyle, kadını erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla dünyada eşi görülmeyen bir kahramanlık örneği vermişti. Bu, bütün ulusça özgür yaşamanın bilincine vardığımızın bir ifadesiydi. Ama bu, dış düşmanlara karşı kazanılmış bir zaferdi. Ya karabilisizlik? Yurdumda zehirli bir yılan gibi çöreklenmiş olan bilisizlik savaşını kazanmış mıydık ? Hayır. Düşmanların en güçlüsü olan bu canavarı yenecek güçte miydik ? Buna da hayır. Hayır diyorum, çünkü bu savaş, birkaç günde cepheye koşup Başkumandanın etrafında toplanmakla kazanılamıyor. (Kitaptan)