Zorba, Yeniden Çarmıha Gerilen İsa, Kardeş Kavgası, Kaptan Mihalis, Günaha Son Çağrı gibi yapıtlarıyla 20. yüzyılın yalnızca yazınsal açıdan değil, düşünsel yönden de en etkileyici yazarlarından biri sayılan Nikos Kazancakis'in büyük anlatısı El Greco'ya Mektuplar, yazarın “ruhsal otobiyografi”sidir. Kazancakis, kendisi gibi Giritli olan ünlü Rönesans ressamı El Greco'ya yazılmış mektuplar biçiminde kaleme aldığı kitabında, yaşamı boyunca izini sürdüğü düşünsel, ruhsal ve ahlaksal yolculuğu anlatır. Gerçekle kurmacanın iç içe geçtiği bu kitap, insan varoluşunun anlamını ve anlamsızlığını sorgular.
Ege güneşini obur bir bebek gibi emen ada toprağında dünyayla kucaklaşan, çivit mavisi sularda kulaç atan ve her koşulda aşkla yaşayan, gürül gürül bir yaşam akıyor bu uzun mektupta. Herkesin kendi görev yığınının tepesine (Golgotha) omzundaki haçla tırmandığını söyleyen Nikos Kazancakis, çıktığı dört basamağa kutsal bir ad verir: İsa, Buddah, Lenin, Odisseus...
Yazara göre, dirilişin gerçekleşmesi için eninde sonunda çarmıha gerileceksin; bundan kaçmanın da, buna yan çizmenin de ne yararı var, ne de anlamı. Ve sen, insan olarak, bir basamaktan ötekine tırmanma çabasında direncinin ve gücünün ne kadarını kullanabiliyorsun? İnsanın tırmanırken bıraktığı ayak izlerinin ardına düşen Kazancakis'le -ister istemez- kendi ayak izlerine bakacaksın...
Zorba, Yeniden Çarmıha Gerilen İsa, Kardeş Kavgası, Kaptan Mihalis, Günaha Son Çağrı gibi yapıtlarıyla 20. yüzyılın yalnızca yazınsal açıdan değil, düşünsel yönden de en etkileyici yazarlarından biri sayılan Nikos Kazancakis'in büyük anlatısı El Greco'ya Mektuplar, yazarın “ruhsal otobiyografi”sidir. Kazancakis, kendisi gibi Giritli olan ünlü Rönesans ressamı El Greco'ya yazılmış mektuplar biçiminde kaleme aldığı kitabında, yaşamı boyunca izini sürdüğü düşünsel, ruhsal ve ahlaksal yolculuğu anlatır. Gerçekle kurmacanın iç içe geçtiği bu kitap, insan varoluşunun anlamını ve anlamsızlığını sorgular.
Ege güneşini obur bir bebek gibi emen ada toprağında dünyayla kucaklaşan, çivit mavisi sularda kulaç atan ve her koşulda aşkla yaşayan, gürül gürül bir yaşam akıyor bu uzun mektupta. Herkesin kendi görev yığınının tepesine (Golgotha) omzundaki haçla tırmandığını söyleyen Nikos Kazancakis, çıktığı dört basamağa kutsal bir ad verir: İsa, Buddah, Lenin, Odisseus...
Yazara göre, dirilişin gerçekleşmesi için eninde sonunda çarmıha gerileceksin; bundan kaçmanın da, buna yan çizmenin de ne yararı var, ne de anlamı. Ve sen, insan olarak, bir basamaktan ötekine tırmanma çabasında direncinin ve gücünün ne kadarını kullanabiliyorsun? İnsanın tırmanırken bıraktığı ayak izlerinin ardına düşen Kazancakis'le -ister istemez- kendi ayak izlerine bakacaksın...