Halil Cibran, Yakın, Orta ve Uzakdoğu'nun geleneksel öğretileriyle Batı düşüncesini karşılaştırmış, bireysel ve toplumsal olgulara çeşitli sentezler getirmiştir. Yapıtlarında şiirsel bir anlatım kullanmış, Doğu düşüncesini Batı diliyle yazmıştır. Bu nedenle Cibran'ın eserlerini okuyanlar, bir bakıma Peygamberler'in kitaplarını okuyormuş izlenimine kapılırlar.
Gezgin
Kavşakta rastladım ona. Pelerini, portesi ve yüzünde acıdan örülmüş bir örtü vardı. Selamladıktan sonra birbirimizi dedim ki ona: 'Evimize buyur gel ve misafirim ol.' Ve geldi o da. Eşim ve çocuklarım eşikte karşıladı bizi. O gülümsedi onlara, onlar da memnun oldu onun gelmesine. ( Kitap tanıtımından)
Halil Cibran, Yakın, Orta ve Uzakdoğu'nun geleneksel öğretileriyle Batı düşüncesini karşılaştırmış, bireysel ve toplumsal olgulara çeşitli sentezler getirmiştir. Yapıtlarında şiirsel bir anlatım kullanmış, Doğu düşüncesini Batı diliyle yazmıştır. Bu nedenle Cibran'ın eserlerini okuyanlar, bir bakıma Peygamberler'in kitaplarını okuyormuş izlenimine kapılırlar.
Gezgin
Kavşakta rastladım ona. Pelerini, portesi ve yüzünde acıdan örülmüş bir örtü vardı. Selamladıktan sonra birbirimizi dedim ki ona: 'Evimize buyur gel ve misafirim ol.' Ve geldi o da. Eşim ve çocuklarım eşikte karşıladı bizi. O gülümsedi onlara, onlar da memnun oldu onun gelmesine. ( Kitap tanıtımından)