Eski Erzurum'un yanı başında yeni ve modern bir Erzurum kuruluyordu. Erzurum taşından yüzükler, küpeler aldılar. İstanbul'a hediye götüreceklerdi. Siyah ve parlak
taşlar Erzurum'un Oltu kazasından çıkartılıyordu.
Artık İstanbul'a dönüyorlardı. Akşam bastıralı epeyce olmuştu. Otelden istasyona bir faytonla geldiler. Hava serindi. Âdeta üşümüşlerdi. Yolculardan öğretmen:
-Denizden çok yüksekte olan yerler hep böyledir, diyordu. Yazın gündüzleri çok sıcak, geceleri serin olur.
Ay ışığı vardı. 3124 metre yükseklikteki Palandöken dağlarının eteğinde yatan Erzurum'da ışıklar pırıldaşıyordu. İstasyon tenha idi.
Tren tam vaktinde kalktı. Diğer yol arkadaşları doktor, öğretmen, Engin ve Vural bir kompartımanda idiler. Onlardan başka yaşlı bir bay da vardı. Bu yabancı, esmer ve sevimli bir adamdı. Gözleri, kara elmaslar gibi parlıyordu. Engin'in Erzurum'la ilgilendiğini görünce ona birçok şey anlatıyordu.
Tren, yirmi dakika sonra, bir istasyonda durunca: -Ilıca, dedi. Görülecek yerdir hani! Engin,
-Dün, gündüz otomobille geldik, diye cevap verdi. Banyo bile yaptık. (Kitaptan)
Eski Erzurum'un yanı başında yeni ve modern bir Erzurum kuruluyordu. Erzurum taşından yüzükler, küpeler aldılar. İstanbul'a hediye götüreceklerdi. Siyah ve parlak
taşlar Erzurum'un Oltu kazasından çıkartılıyordu.
Artık İstanbul'a dönüyorlardı. Akşam bastıralı epeyce olmuştu. Otelden istasyona bir faytonla geldiler. Hava serindi. Âdeta üşümüşlerdi. Yolculardan öğretmen:
-Denizden çok yüksekte olan yerler hep böyledir, diyordu. Yazın gündüzleri çok sıcak, geceleri serin olur.
Ay ışığı vardı. 3124 metre yükseklikteki Palandöken dağlarının eteğinde yatan Erzurum'da ışıklar pırıldaşıyordu. İstasyon tenha idi.
Tren tam vaktinde kalktı. Diğer yol arkadaşları doktor, öğretmen, Engin ve Vural bir kompartımanda idiler. Onlardan başka yaşlı bir bay da vardı. Bu yabancı, esmer ve sevimli bir adamdı. Gözleri, kara elmaslar gibi parlıyordu. Engin'in Erzurum'la ilgilendiğini görünce ona birçok şey anlatıyordu.
Tren, yirmi dakika sonra, bir istasyonda durunca: -Ilıca, dedi. Görülecek yerdir hani! Engin,
-Dün, gündüz otomobille geldik, diye cevap verdi. Banyo bile yaptık. (Kitaptan)