^#smrgSAHAF Eski Hind Tarihi - 1944

Eski Hind kültür tarihi konusunda bir kalem tecrübesi olarak yazılan bu kitap, vaktile Lassen'in Eski Zamanlar Hindistanı Bilgisi eseri gibi ilmî tetkik ve araştırmanın yüz elli senelik bir zaman içerisinde elde ettiği bütün neticeleri toplayan bir külliyat değildir. Bu kitap daha ziyade, bir taraftan Hindistan'ın siyasî tarihinin, diğer taraftan da edebiyat, - Sanat -, Din ve felsefe tarihinin tetkikine konu teşkil eden meseleleri kısa hatlarla toplu bir halde tesbite çalışan bir tecrübedir. Eski Hindistan siyasî tarihinin esas devrelerini teşkil eden zamanlar, hayret edilecek bir surette bu tarihe konu olan din, edebiyat, san'at gibi diğer sahalar zamanlarına da uygun düşmektedir. Bu sebepten Milâttan bin beş yüz sene evvelinden, beş yüz sene sonraya kadar olan iki bin senelik bir zamanı sekiz devreye bölmek kolay olmuş ve her devir, (buna bilhassa dikkat edilmelidir) muayyen bir kültür tezahürünün olgunluk zirvesi olarak karakterlendirilmiştir. Vakıa aynı kültür unsurları Hindistan'ın diğer kültür devrelerinde de mevcuttu ; fakat bunlar artık bu devreler için karakteristik olmaktan çıkmış bulunuyorlardı. Diğer taraftan bir devre için karakteristik olan kültür unsuru, esas rolünü o devirde oynamış bulunduğundan dolayı diğer devirlerde fa'al bir unsur olmaktan da çıkmış değildi. Şu halde devirler tamamiyle tasvir edilmiş bulunmamakta, daha ziyade o devre vasfını veren az miktarda birkaç kültür unsurunun inkişaf seyirleri araştırmakta ve devirler bunlarla tebarüz ettirilmektedir.

Bundan başka münferid kültür unsurlarında veyahut kültür tarihinin münferid inkişaf merhalelerinde, kendileri olmadan bu unsurlarının yüksek kültür tezahürleri olarak meydana çıkmasına imkân olmayan Prehistorik ve Etnolojik şartlar da araştırılmıştır. Fakat bu meyanda şu veyahut bu Prehistorik unsurun, şu veyahut bu devirde bir yüksek kültür inkişafına mazhar olmasına yardım eden Sosyolojik şartların tetkiki de ihmal edilmiş değildir. Nihayet bu kitap, muhtelif devirlerin ve fikrî unsurların mümkün olduğu kadar esaslı bir bağlılığını temin etmiş olmak için, terakkiyi, Hegel'in tez, antitez ve sentez şemasına uygun bir Polemik olarak mütalâa etmektedir. - Walter Ruben, Ankara, 7/VII/1942