Akıl, düşünme yoluyla gerçeği ve gerçek olmayanı belirlemeye yarayan insana özgü bir yetidir. Nasıl ki, asırlar önce dürüst bir düşünür. Tanrısız bir evrene götürse dahi araştırmasını sürdürmek zorunda idiyse, bugün de, dürüst bir düşünür. Tanrının yönettiği bir evrene götürse dahi araştırmasını sürdürme azminde olmak zorundadır. Bu ikinci ihtimal, bugün, sadece mâkul ve doğru olandan sorumlu olduklarını düşünen kimselerin, sabırsız ve otoriter olmalarına yol açmaktadır. Onlar, gerçekliğin Tanrısızlığı hakkında yanılmayı göze alamazlar, zira, şimdi, tüm eğitim sistemimiz bu varsayıma dayanmaktadır, tıpkı eskiden Tanrı varsayımına dayandığı gibi. (Arka kapaktan)
Akıl, düşünme yoluyla gerçeği ve gerçek olmayanı belirlemeye yarayan insana özgü bir yetidir. Nasıl ki, asırlar önce dürüst bir düşünür. Tanrısız bir evrene götürse dahi araştırmasını sürdürmek zorunda idiyse, bugün de, dürüst bir düşünür. Tanrının yönettiği bir evrene götürse dahi araştırmasını sürdürme azminde olmak zorundadır. Bu ikinci ihtimal, bugün, sadece mâkul ve doğru olandan sorumlu olduklarını düşünen kimselerin, sabırsız ve otoriter olmalarına yol açmaktadır. Onlar, gerçekliğin Tanrısızlığı hakkında yanılmayı göze alamazlar, zira, şimdi, tüm eğitim sistemimiz bu varsayıma dayanmaktadır, tıpkı eskiden Tanrı varsayımına dayandığı gibi. (Arka kapaktan)