Kültürlerarası İletişim, tıpkı Antropoloji gibi, ABD'nin askeri ve sömürgeci, emperyal düşünce ve pratikleriyle yakın ilişki içinde görülmüştür çoğu zaman. Bu doğrudur da, fakat bu iki alan, hangi isim verilirse verilsin-bilim, disiplin vs-belli bir sorunsalı ele aldığı için günümüz birey ve toplumlarının çeşitli kültürel sorunlarını anlamak ve çözmek bakımından son derece işe yarar bir imkândır. Kültürlerarası İletişim alanının duayeni sayılan William B. Gudykunst, artık alanda klasikleşmiş bu kitabında, kültürlerarası iletişiminin temel sorunlarını çeşitli kavramlar çevresinde ele almaktadır. Kitabın temel tezi oldukça basit: Farklılıklar arasında köprü kurulabilir. Yabancı olarak gördüğümüz kişi, grup, toplum veya kültürleri anlayabilir, onlarla iletişim kurabiliriz. Ama bunun için öncelikle kültürel farklılıkları anlamamız gerekir. Kuşkusuz burada önümüze birçok engel çıkacaktır-cinsiyetçilik, etnik önyargı, seçici algı vs. Ama bunları çeşitli bilgi ve becerilerle aşmak mümkündür. Kültürel farklılıklardan kaynaklanan çeşitli çatışmaları çözebilmek için ne tür mekanizmaların kullanılabileceğini tartışan Gudykunst, farklı kültürel algılardan kaynaklanan çatışmaların yönetilebileceğini ileri sürer.
Türkiye'nin siyasal, ideolojik ve sınıfsal hatlarını doğrudan kesen bir kültürel kutuplaşma yaşadığı günümüzde, ortak bir demokratik rejim için kültürel farklılıklarımızı bir tehdit değil, zenginleşme imkânı olarak neden ve nasıl kullanabileceğimize ilişkin bu kitap bize yeni bir düşünsel ufuk açıyor
Kültürlerarası İletişim, tıpkı Antropoloji gibi, ABD'nin askeri ve sömürgeci, emperyal düşünce ve pratikleriyle yakın ilişki içinde görülmüştür çoğu zaman. Bu doğrudur da, fakat bu iki alan, hangi isim verilirse verilsin-bilim, disiplin vs-belli bir sorunsalı ele aldığı için günümüz birey ve toplumlarının çeşitli kültürel sorunlarını anlamak ve çözmek bakımından son derece işe yarar bir imkândır. Kültürlerarası İletişim alanının duayeni sayılan William B. Gudykunst, artık alanda klasikleşmiş bu kitabında, kültürlerarası iletişiminin temel sorunlarını çeşitli kavramlar çevresinde ele almaktadır. Kitabın temel tezi oldukça basit: Farklılıklar arasında köprü kurulabilir. Yabancı olarak gördüğümüz kişi, grup, toplum veya kültürleri anlayabilir, onlarla iletişim kurabiliriz. Ama bunun için öncelikle kültürel farklılıkları anlamamız gerekir. Kuşkusuz burada önümüze birçok engel çıkacaktır-cinsiyetçilik, etnik önyargı, seçici algı vs. Ama bunları çeşitli bilgi ve becerilerle aşmak mümkündür. Kültürel farklılıklardan kaynaklanan çeşitli çatışmaları çözebilmek için ne tür mekanizmaların kullanılabileceğini tartışan Gudykunst, farklı kültürel algılardan kaynaklanan çatışmaların yönetilebileceğini ileri sürer.
Türkiye'nin siyasal, ideolojik ve sınıfsal hatlarını doğrudan kesen bir kültürel kutuplaşma yaşadığı günümüzde, ortak bir demokratik rejim için kültürel farklılıklarımızı bir tehdit değil, zenginleşme imkânı olarak neden ve nasıl kullanabileceğimize ilişkin bu kitap bize yeni bir düşünsel ufuk açıyor